Mü'min Huzur İçindedir
Bundan dolayı mü'min, hep üfül üfül huzur içindedir ve emindir. Her şeyi O'na bağlayıp yürüdüğü takdirde hedefe ulaşacağından, yol boyu güven içinde bulunacağından ve ötelerde de iç içe "şeb-i arûs"lar yaşayacağından, o, gönlünde imanın vadettiği güven, his ve şuurunda teslimiyet esintileri, iradesinde İlâhî Meşîet'in yönlendirmeleri ile aşar nefsânîliğin bütün gayyalarını, hevâ ve heveslerin azgın iştihalarını ve yürür Kur'ân'ın rehberliğinde varlığın gayesine doğru. Evet, Kur'ân'ın atmosferine girip O'nun rehberliğine sığınanlar, her zaman ruhlarında derin bir itminân ve sarsılmayan bir güven duyar ve sürekli emniyet soluklarlar. Vicdanlarını dinlerken, varlık ve eşyayı temâşâ ederken, uzak-yakın yarınları, yani sonsuza kadar bütün bir istikbali düşünürken, hattâ Berzah'ı, Mahşer'i, Sırat'ı, Cehennem'i, Cennet'i mülâhazaya alırken, fevkalâde bir vazife şuuru ve sorumluluk duygusu taşımalarının yanında, derin bir recâ hissiyle de dopdoludurlar ve recâ duyguları da gönüllerindeki imanın derinliği ile mebsûten mütenasip (doğru orantılı)'tir. Onlar, inançlarının enginliği ölçüsünde her şeyi öyle farklı bir rahmet aralığından temâşâ ederler ki, eğer perde açılıverse, ötede görüp yaşayacakları şeyleri, burada duyup hissettikleri bütün müteşâbihi bulacak veya dünyevî darlığın gereği, icmâlen duyduklarının tafsilleriyle karşılaşacak ve talihlerine tebessümler yağdıracaklardır.
- tarihinde hazırlandı.