Murakabenin Merhaleleri
Murâkabenin başlangıcı ve birinci merhalesi, Allah'ın hâzır ve nâzır olduğuna ve her hâlimize şâhid bulunduğuna yakîn hâsıl ederek O’nun İrâde ve Meşîetine kalben teslîm olup, dileklerimizden daha çok, dileklerini kollayarak "Allah her şey üzerinde rakîb ve gözetleyicidir" (Ahzâb/52) ufkunda seyâhat etmektir.
İkinci merhalesi, sâlikin huzûr-u kalple Cenâb-ı Hakk’a yönelip, İlâhî feyizlerin kalbine akmasını sabır, temkîn ve teyakkuz içinde beklemektir. Böyle bir yönelişte, mürşid, zikir ve râbıtaya da ihtiyaç yoktur. Ancak şer’î âdâba muvâfakat kaydıyla bunların bulunması "nûrun alâ nûr" olur. İster birinci merhale olsun ister ikinci merhale, Hakk yolcusu, bütün benliğiyle "En tağbudellahe kaennek terahu fein lem tekün terahu feinnehu yerake" [1] ile ifâde edilen ‘ihsân’ rûhunu tam temsil edebildiği ve bu mülâhazada herhangi bir kopukluk olmaması için, her zaman kendini kolsuz, kanatsız, âciz, fakîr ve muhtâç gördüğü ve: "Tut beni Allah'ım, tut ki, edemem Sensiz" iz’ânıyla sâdece O'nu nokta-i istinâd ve nokta-i istimdâd bildiği ölçüde sağlam bir murâkabe yolunda ve dolayısıyla da emniyette sayılabilir.
- tarihinde hazırlandı.