Batının Taktiği ve Türk Milletinin İçten Vuruluşu
Bir zamanlar, milletimizin diriliş hamlelerini ezmek için, durmadan boğuşup kan döken haçlı düşünce, bizi içimizden vurmanın sırrını öğrendiği gün, artık gözü ne Viyana bozgununu ne de Puvatya hezimetini görmez oldu. "Kale içten fethedilir" diyor, ona göre mevzileniyor ve ona göre yeni tabyalar hazırlıyordu. Keşke münevverimiz, bütün bu olup bitenleri önceden sezebilseydi! Ama ne gezer... Aslında, o devir "entelijansiya"mızın, uyuklayıp durduğu uğursuz bir devirdi ki bir iki ninni ile bütün bütün kendinden geçti ve rüyaların toz pembe iklimlerine açıldı.
Tam manâsıyla bir felâket olan bu devrede, hedef değiştiren haçlı düşünce, memleketin her köşesinde "damping"e gidiyor; en bayağı fikirler "popülarize" edilerek elmaslar gibi müşterilere takdim ediliyor; palyaçolar kaytanlı urbalarıyla papazlar gibi çalım satıyor ve miyop bakışlı bir kısım sefil yaratıklar havarî diye alkışlanıyordu. Buna mukabil millî ruh, erozyondan erozyona uğratılıyor; şimal buzullarından gelen korkunç aysbergler altında ezilip gidiyordu.
- tarihinde hazırlandı.