Fıtrat Kanunları ve Toplum Yapısındaki Değişimler
Şu muhteşem kâinat kitabındaki âhenk, eşyânın birbirine destek olması ve birbiriyle baş başa, omuz omuza vererek bir bütün teşkîl etmesiyle devam etmekte; her türlü yıkılım ve tahrip ise birbirine zıt akımların çarpışmasından meydana gelmektedir. Cereyanlar arasındaki müsâdemenin şiddeti nispetinde de tahrip fazla olmaktadır.
İnsan cemiyetleri de öyledir; duygu, düşünce, tasavvur birliği ile bir araya gelmiş ve aynı terbiye ile ruhta kemâle ermiş bir toplum, fevkalâde bir nizam içinde ve istikbâl vaad edicidir. Farklı düşünce ve mütâlâalarla gelişmiş ve iyi bir terbiye görmemiş yığınlar ise, içinde ihtirasların, kinlerin, nefretlerin kol gezdiği bir kargaşa ve huzursuzluk topluluğudur ve bu topluluğun hayır adına vaadettiği hiçbir şey de yoktur. Böyle bir "telâtüm-ü emvâc" içinde ferdin kararını bulup oturaklaşması, milletin de sükûnet ve istikrara kavuşması ise zorlardan zor, belki de imkânsızdır. Ve hele, toplumun ana müesseseleri, çalkantının "merkez-üssü" durumunda ise... Evet, işte o zaman cemiyet, bütün bütün nizamsız ve dolayısıyla da binbir fezaat ve ürpertinin oynaşıp-kaynaştığı bir kaos haline gelmiştir. Oysaki kâinattaki ilâhî nizam ve âhenk gibi, insan cemiyetlerinin de düzenli olması, hem tabiattaki "âlemşümûl" armoniye uyulması bakımından, hem de fıtrat kanunlarıyla çatışılmaması açısından lüzumlu ve zarûridir. Kâinat kitabındaki umûmî âhenge uymayan her hareket bir fiyasko, bu yanlış hareketin kurbanı olan toplum da bir talihsizler yığınıdır.
- tarihinde hazırlandı.