Fakr’ın Özellikleri
Fakr; evliyânın şiârı, asfiyânın hâli ve Hakk sevgisinin de en bâriz emâresidir.
Fakr; Cenâb-ı Hakk’ın, dostlarının kalbine koyduğu öyle bir sırdır ki, onunla nurlanan gönüller ma’mûr olur.
Fakr; insanın kalb gözünü, Hakk’ın tükenmez hazinelerine açan nurdan bir anahtardır; bu anahtara sahib olan dünyanın en zengini sayılır.
Fakr; gınânın kapısıdır; o kapıdan geçebilenler vicdanlarında "Mâlikü’l-Mülk" ün sonsuz definelerine ulaşırlar. Ulaşırlar da, fakrı aynı gınâ bulurlar. Bu itibarla da, Hz. Cüneyd’in de buyurduğu gibi, diyebiliriz ki: "Gınâ, fakrın kemâle erme keyfiyetinden başka bir şey değildir." [2]
Evet, Allah’a karşı iftikâr tamamlanınca, mutlak gınâya ulaşılır.. gınâya ulaşılınca da, insan ruhu başka bir şeye ihtiyaç hissetmez ki, halk arasında: "Asıl zenginlik kalp zenginliğidir" sözünün manâsı da bu olsa gerek...
Evet insan, böyle bir zenginliğe erince âdetâ her yerde geçerli bir kredi kartını elde etmiş gibi olur. Böyle sırlı bir sermayeye sahip olan ise ne güçsüzdür, ne de fakir. Bir eski söz bu yeni gerçeği, hiç yoktan iyidir ölçüsünde şöyle anlatır:
Kuvvet O’nun biz güçlüyüz
O’nun namıyla ünlüyüz,
Zirveler aşar yürürüz,
Zorluklar âsandır bize.
Malımız yok pek ganîyiz,
O’nun ile olduk aziz,
Tefekkürdür mesleğimiz
Yaş kuru irfandır bize. [3]
[3] Kırık Mızrap, s. 38-39
- tarihinde hazırlandı.