Milli ve Tarih Şuurunun Ehemmiyeti
Bu itibârladır ki, millet çapında meydana getirilmek istenen her hamle ve harekette, "tarih şuuru" raylarına bağlılığa fevkalâde önem verilmeli ve millî kültür perspektife alınmadan herhangi bir değişikliğe gidilmemelidir. Canlılar âleminde, tür değiştirmeye matuf sun'î mutasyonlar, pek çoğu itibâriyle ölümle sonuçlandığı gibi, milletlerin hayatlarındaki özden uzaklaştırıcı değişiklikler de hep o milletlerin ölümleriyle neticelenmiştir.
Bunun içindir ki, millet hayatında yapmayı plânladığımız inkılâplar, ne kadar yararlı da olsa, bu uğurda millî ruh kâtiyen fedâ edilmemeli; aksine, millet modernize edildikçe o daha da hassasiyetle korunmalıdır. Bilhassa binbir paradoksun kol gezdiği günümüzde, tâ beşikten başlayarak; anneler, yavrularına, millî rûhu terennüm eden ninniler söylemeli; nineler masallarını ve masal kahramanlarını şanlı geçmişimizin destanlarında aramalı ; irfan yuvalarımız her vesileyle, şu muhteşem fakat tâlîsiz, şevketli fakat gadre uğramış milletimizin alabildiğine parlak ve fevvâreler gibi bulutlar arasında kendine yer aradığı dönemleri en heyecanlandırıcı üslûplarla dile getirmeli; edebiyatımız millî ruh ve millî düşünceyi hayatın her ünitesinde, o üniteye has renk ve çizgileriyle bir dantele gibi işlemeli ve bize ait meselelerin en küçüğünü dahi irfan semâmızda bir gökkuşağı haline getirerek nesillerin nazarına arz etmeli; romanlarımız, piyeslerimiz bizim hissiyâtımıza tercüman olmalı, bizim türkülerimizi söylemeli; yediğimiz gıda, içtiğimiz su, teneffüs ettiğimiz hava, kokladığımız çiçekler bütünüyle bu ülkeye ait olmalı ve ne sûretle olursa olsun, özümüzde değişikliğe sebebiyet verecek hiçbir şeyin millî bünyemize sızmasına fırsat verilmemelidir. Vaizler kürsülerde, hatipler minberlerde, konferansçılar geniş halk kitleleri karşısında bu millet gibi düşünmeli, bu millet gibi heyecanlanmalı, bu millet gibi konuşmalı, bu millet gibi sevinmeli ve bu millet gibi tasalanmalıdırlar. Yoksa, bir tarafta hırsla gerilmiş bütün hasımlarımız, açıktan açığa bize ait her hayrı, her güzel teşebbüsü sinsi sinsi engelleyip, diğer taraftan da, yapacakları en küçük yardımları dahi, millî ruhu ipotek etmeye bağlarken, milletin geleceği adına bir şey yapmamız mümkün olmayacaktır.
Böyle olunca da bize, ruhumuzla bütünleşip kendimiz olma, kendimiz gibi düşünme, kendi ellerimizle işleyip kendi ayaklarımızla yürümeden başka çare kalmıyor.
- tarihinde hazırlandı.