Ezan Sonrası İbadet ve Dualar
Bir ân gelir ki, bizim bulunduğumuz zaman dilimi itibarıyla bütün minareler seslerini keser; ama müezzin, uhrevî heyecanlarımızın biraz daha devam etmesi için farklı fasıllarla gönlünün dilinden daha değişik şeyler meşk etmeyi sürdürür: Kametle bizi Hak karşısında divan durmaya çağırır.. yeri geldiğinde "tekbir" ve "tahmîd"de imama eşlik eder.. "Allahümme Ente's-Selâm"la, mü'minlerin herkese esenlik vâdettiklerini haykırır.. gönüllerimizi, tesbih, hamd ü senâ ve tekbirle son bir kez daha şahlandırır ve bize başlarımızı döndürecek yeni yeni uhrevî pencereler açar; hem öyle bir açar ki, kendini bu çağlayana kaptırmış pek çok kimse, iç insiyaklarıyla Kudreti Sonsuz karşısında hemen diz çöker ve yakarışa geçer.
Kametten, böyle bir yakarış faslına kadar mâbedin içindeki ses-söz, harem dairesinde bulunuyormuşçasına olabildiğine yumuşak, ince, narin, haşyet edalı ve edep televvünlüdür. Hele bu sesler ve sözler hüşyar ruh ve ötelere açık gönüllerin iniltisi ise...
Biz ne zaman yer yer cemaatin de ses kattığı bu nazlı nağmeleri dinlesek, göklerin ruh ve mânâsının tıpkı şelaleler gibi üzerimize döküldüğünü ve bu hamd ü senâ, tesbih u tekbir zemzemesiyle banyo yapmış gibi arınmış ve hiffet kazanmış olduğumuzu sanırız.
- tarihinde hazırlandı.