Berzah Âleminde Ruh Ne Yapar?

Ruhlar, cesetlerinin bulunduğu kabirlere mânevî vasıta ve kablolarla bağlı bir kulak bırakarak, kendileri için bir nevi kışla ve bekleme salonu olan berzah âlemine giderler. Kabre intikalleriyle beraber ruhlar, birtakım temessül ve menfezlerle karşı karşıya kalırlar. Dünyadaki amelleri, o âlemde belli bir keyfiyet ve hüviyet kazanmış olarak karşılarına çıkar. Namazları, Kur'ân'ları, Allah (celle celâluhu) yolundaki hizmetleri, tesbihleri orada gönüllerine inşirah ve sürur verici birer enîs, birer dost olarak bulurlar. Cennet'e ait pencereler açılır; nazarlarına en latîf sermedî manzaralar, güzel tablolar arz edilir ve Cennet'lerini seyredip dururlar. Dünyada çirkin yaşayanlara, temessüller de çirkin olur ve onlara Cehennemler gösterilir. Biri, kıyametin bir an önce kopmasını arzularken, diğeri hiç kopmamasını ister. Berzah âleminde kıyamet koptuktan sonra ne kadar kalınacağını ancak Allah (celle celâluhu) bilir.

Berzah âlemine intikal eden ruhlar bizi duyabilirler, fakat biz onları duyamayız. Allah (celle celâluhu) dilemeyince onlar da duyamayacağı gibi, yine Allah (celle celâluhu) dilerse, buradakilere de duyurabilir. Kabirleri keşfeden evliyâ vardır. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), Bedir'de müşrik cesetlerinin atıldığı kuyunun başına varıp, "Allah'ın size vaad ettiği şeyleri gördünüz mü?"[1] buyurmuşlardı...

Âli ve yüce ruhlar içinde berzah âlemindeki ruhlarla temas kuranlar vardır. Muhyiddin İbn Arabî (rahmetullahi aleyh), ervah-ı âliye ile sık sık temas ettiğinden bahseder. İmam Suyûtî, Efendimiz'le yakazaten yetmiş defa görüştüğünü ve Ahmed Rifaî Hazretleri de, Aleyhissalâtü vesselâm'ın ruhuyla teşerrüf ettiğini anlatır. İmam Buhârî'nin abdest alıp namaz kıldıktan sonra murâkabe ile, rivayetlerinin doğru olup olmadığını Resûlullah'a (sallallâhu aleyhi ve sellem) arz ettiği nakledilen haberlerdendir... Rüya yoluyla görüşmek ise, zaten mümkündür. Kötü ruhlara gelince; buradaki iyiler onlarla niye görüşsün ki?!

Bir bakıma kıyamete kadar ayaklarında bir nevi zincir bulunduğundan, ruhlar bir daha dünyaya gelemez. Dolayısıyla, ruh çağırma seanslarında "geldi" denenler ruh olmayıp, cin veya şeytandır. Kötü ruhlar, zaten zincirli oldukları için gelemezler; iyi ruhlar da öylelerine gelmez. Şu kadar ki yüce ruhlar, her zaman dünyayı gezebilir, iman adına yeni tekevvünleri takip edebilir ve mezarlarıyla münasebetlerini sürdürebilirler.

Hadis-i şerifler, ümmet-i Muhammed'i mezarlar ve içindekiler hakkında hassasiyete davet etmektedir. Ayrıca, günümüzde parapsikolojinin de ortaya koyup kabul ettiği bir gerçek olarak, her bir ruh, kendi mezarında yatan cesedinin atomlarıyla sonuna kadar münasebettar olup, zaman zaman onları ziyaret kastıyla mezarına girip çıkabilir. Binaenaleyh, kendi kemikleri, atom ve molekülleriyle münasebetini devam ettiren muazzez bir ruhun mezarına yapılan müdahaleler, hele yerine bina yapıp, sonra da o binada günah icra edilmesi, herhâlde o ruhu rahatsız ve taciz edecektir. Günümüzde bunu teyid eden hâdiselere de çeşitli yerlerde çokça şahit olunmaktadır. Meselâ, Ankara'nın göbeğinde bir mezar, dozerlerle yerinden sökülememiştir. Yüzlerce insan, dozerlerin yolun ortasında çakılıp kaldığını ifade etmektedir. Batılı yazarlar da, bu mevzuda çok şey söylemektedirler. Eskiden benzeri hâdiseleri cami imamlarımız anlattığında "üstûre-hurafe" derlerdi; şimdi ise ilim adamları anlatıyor, hem de ilim adına.

[1] Buhârî, cenâiz 85.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.