İlm-i Kıyafet
İnsan fizyonomisinden, onun yüz hatlarından ve bir kısım davranışlarından hareketle karakter tahlilinde bulunan ilm-i kıyafet uzmanları, bize göre gaybî sayılan pek çok hükümlerde bulunurlar. Meselâ; Kim ki saçı sert olur, aklıyla cüret olur.' yani atılgan davranır, aklına gelen her şeyi yapar ve biraz da kendini üstün görür. Ne var ki, bu tiplerin çoğu kez aynı karakteri sergilemedikleri de bir gerçektir. Hatta araştırıldığında bu tip insanların çok iyi bir terbiyecinin tezgahından geçtikleri ve kendi özel duygularını baskı altına aldıkları sürece çok iyi birer örnek sergiledikleri de görülmüştür.
Diğer bir husus da, bir insanın saçı sert olup aklına estiği gibi davranması onun bir yanı olabilir ama onun faik bir yanı vardır, bu olumsuz hususu nötralize edebilir. Bir örnek vermek gerekirse, diyelim ki kıyafetnâmeye göre gözleri çukur olan kimse kibirli kabul ediliyor ama alnı geniş olan da mütevazi şimdi bu iki durum bir insanda mevcut ise, bunlardan biri diğerini tesirsiz kılacağından hüküm vermede biraz zorlanacağız demektir. Bu itibarla ilm-i kıyafetle meşgul olanlar, bazı şeylere şerh koyma ve yeni hükümler icat etme mecburiyetini hissetmiş, istisnalara büyük yer vermişlerdir. Meselâ, uzun boylular hakkında hüküm verirken Hz. Ömer gibileri istisna etme lüzumunu duymuş ve: 'Bütün uzun boylular ahmaktır, Ömer müstesna kısa boylular da fitnedir, Ali müstesna.' şerhini düşmüşlerdir. Aslında Hz. Ömer'le birlikte Hz. Halid, Hz. Abbas gibi dünya kadar uzun boylu sahabi olduğu gibi, İbn Mes'ud, Enes, Ebû Musa gibi bir hayli de kısa boylu sahabi vardır. Kaldı ki günümüzde bir hayli uzun boylu ahmak olmayan, kısa boylu fitne olmayan insan vardır. Ben öyle uzun boylu insanlar gördüm ki, uçağın tavanına başı değmesin diye, eğilerek yürüyordu. Yine bir arkadaşın ifadesiyle, normal arabalara sığmadığı için özel araba içinde yolculuk yapma mecburiyetinde olan akıllı insanlar varmış. Aynı şeyleri kısa boylular için de düşünebiliriz. Zaten kıyafetçiler de, 'Bütün kısa boylular fitnecidir, ama Ali hariç' kaydını düşmüşlerdir. Hz. Ali (r.a), Hz. Ömer (r.a)'e göre kısa boyludur, ancak dünya kadar kısa boylu vardır -yukarıda da geçtiği gibi- bunların çoğu da fitne değildir. Hatta bunlardan bazıları, Allah Resûlü (s.a.s)'nün ifadesiyle, Allah indinde öyle bir değeri haizdir ki, ağırlığınca altın verilse, onun bedeli sayılmaz. Ne var ki ta'mim etmeme kaydıyla, bütün bunlar uydurma şeyler de değildir. Yanlış olan, bir insana, kıyafet ilminde şöyle deniyor diye, sadece bir uzvundan dolayı hakkında hüküm vermek yanlıştır. Bu durum hem o ilme karşı saygısızlık, hem de suizanna kapı aralaması açısından mahzurludur. Onun için bu kriterleri herkesin kullanması doğru değildir. Bu ilimde doğru tespitlere ulaşmak, ancak erbab-ı firaset için söz konusudur. Allah Resûlü (s.a.s), 'Mü'minin firasetinden sakının. Çünkü o Allah'ın nuru ile bakar.' buyurarak buna farklı bir açıdan işaret eder.
- tarihinde hazırlandı.