Alevlere doğru söndürmeye koşan insan: Fethullah Gülen
“Milli onur ayaklar altına alınmamak kaydıyla Alevi-Sünni, Kürt-Türk, Laz-Çerkez şeklinde bölünüp parçalanmak istenen insanlar arasında barışı sağlamak için elden gelen her şeyin yapılması gerekir.” Fethullah Gülen
Şivan Perver, Gülen’e nasıl bakıyor?
Kuzey Irak’ta Rudaw gazetesine konuşan Şivan Perwer, “Hocaefendi’nin fikirleri çok iyidir. Onun barış sürecini desteklemesi büyük bir şeydir. O, çok geniş bir alanda milletlerin edebiyatına, sanatına ve inancına hizmet sunmaktadır. Onun okulları dünyada çok rağbet görüyor. Kürt sorununa desteği gereklidir.” derken bir hakikati ifade ediyordu.
Dünya Gülen’in istediği gibi mi olacak?
ABD’den Prof. Richard Penaskovic, “Huntington’un çatışma gördüğü yerde Gülen barış görür. Huntington İslam ile Batı’nın ilişkileri konusunda kararlı bir pesimist görüşe sahipken, Gülen ümit ve optimizmden bahseder. Bu iki bakış açısı arasındaki farkı neye bağlayacağız? Benim cevabım şu: Eğer Huntington dünyayı bir siyaset bilimcisi olarak görüyorsa, Gülen aynı dünyaya kendi Müslüman inancının penceresinden bakıyor. Peki hakikat ne? Huntington’un iddia ettiği gibi bir medeniyetler çatışması mı olacak, yoksa Gülen’in vizyonuna uygun olarak 21. yüzyıla bir ‘medeniyetler diyaloğu’ asrı olarak mı bakmalıyız? Benim sempatim net bir şekilde Gülen’in görüşleriyle örtüşüyor.”
Fethullah Gülen’in 3 düşmanı kim veya ne?
Connecticut Üniversitesi’nde doktora adayı Mustafa Gürbüz, kendi kimliğini ‘öteki’nin düşmanlığı üzerine kurgulayan pek çok İslamî diriliş hareketinin aksine Gülen Hareketi kimliğini ‘cehalet, parçalanmışlık ve fakirlik’ üçlüsünün düşmanlığı üzerine kurgulamıştı. Gürbüz bu bilinçli düşman seçiminin apolitik bir kafa yapısının oluşmasında etkin olduğunu düşünüyor.
Gülen Hareketi’nin sosyal alanda geliştirdiği strateji nasıl?
Gülen Hareketi’nin yeni sosyal hareketlerde olduğu gibi çatışmacı bir metot yerine “moral muhalefet” denilebilecek bir strateji geliştirdiğini söyleyen Mustafa Gürbüz, hareketin bu muhalefeti karşıt görüştekilerle “diyalojik” bir empati ilişkisi geliştirerek hayata geçirdiğini ifade ediyor.
Gülen Hareketi politikacılara nasıl fayda sağlıyor?
Utah Üniversitesi’nden Etga Uğur, Abant Platformu’nda sağlanan diyalog ve uzlaşmanın tabu olarak görülen sosyal problemleri dokunulmazlıktan çıkardığını ve böylece sosyal problemleri siyasal alanın dışına, sivil alana taşıdığını ve böylelikle paradoksal görünse de bu sivil alana kayışın politikacılara daha fazla hareket alanı sağladığını düşünüyor.
Fethullah Gülen’in Türkiyeli olmasının avantaj ve dezavantajları nelerdir?
Prof. Marcia Hermansen bu konuda: “Fethullah Gülen’in en iyi kendi ülkesinin insanlarınca anlaşıldığı doğrudur. Ama aynı zamanda onu en yanlış anlayanlar da kendi ülkesinin insanlarıdır.” diyor.
Hizmet Hareketi’ne haset mi etmeli destek mi olmalı?
Mehmet Kalyoncu, soruyu adeta vicdanlarımıza havale ederek şunu ifade ediyor: “Nijerya’da Müslüman, Hıristiyan, Hausa, Fulani, Yoruba ve İboları; Bosna Hersek’te Müslüman Boşnak, Hıristiyan Sırp ve Hıristiyan Hırvatları; Kuzey Irak’ta Kürt, Sünni ve Şii Arap, Türkmen ve Süryanileri; Filipinlerde Moro Müslümanları ile Hıristiyan halkı; Kamboçya’da Chams Müslümanları ile Budist Khmerleri; Kuzey İrlanda’da Katolik ve Hıristiyanları aynı sofra etrafında buluşturan Gülen felsefesinin elbette Türkiye’nin Türk, Kürt, Alevi, Arap, Süryani, Çerkez, Yahudi ve daha onlarca kökenden vatandaşlarını aynı sofra etrafında toplayabileceği açıktır. Teröristleri dağdan indirip bir dertleri varsa bunu parlamentoda ifade etmeye çağırmak siyasetçilerin işidir; onları aynı sofrada buluşturmak, çocuklarını aynı okulda barış içinde okutmak, torunlarına bir Altın Nesil’in evlatları olarak yaşayabilecekleri bir memleket hazırlamak ise sivil toplumun. Gülen Hareketi bu göreve talip ve yetkin olduğunu dünyanın dört bir bucağında ispatlamıştır.”
Gülen’in küçük cihat anlayışındaki çok fark edilmeyen farklılık nedir?
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin cihat anlayışını inceleyen Asma Afsaruddin, Hocaefendi’nin geleneksel büyük cihat - küçük cihat ayrımını yapmakla kalmayıp, küçük cihadın kapsamını da başkalarının kendi özlerini bulmalarını sağlayacak ve insanın bilgiye, bu sayede de ilahi bilgi ve ilahi aşka ulaşmasının önündeki engelleri kaldırmak şeklinde genişlettiğinin altını çiziyor. Hocaefendi’nin küçük cihadı sadece bir savunma savaşı olarak görmediğini, bunun küçük cihadın da küçük bir bölümü olduğunu düşündüğünü aktaran Afsaruddin, küçük cihadın bazen bir sözle, bazen sessiz kalmakla, bazen bir gülücükle, bazen bir topluluğa girmek veya topluluğu terk etmekle yapılabileceğini ve ana hedefinin insanın inanmak veya inanmamak arasındaki tercihi hiçbir baskı altında kalmaksızın özgürce yapabilmesi olduğunu söylüyor.
Annesinden dolayı istavroz çıkartan babasından dolayı besmele çeken Cem Karaca, Fethullah Gülen’de neyi keşfetmişti?
Cem Karaca, vefatını müteakip vasiyetinde cenazesinde alkış istemediğini tekbir sesleriyle uğurlanmak istediğini ifade etmişti. Müzisyen Mehmet Yankır, son dönemlerinde inanca yöneldiğini kabul etmediği yakın arkadaşı Cem Karaca’yı anlatırken “Cem Ağabey, annesinden dolayı istavroz çıkarırdı, babasından dolayı besmele çekerdi. Yatak odasının sağ tarafında Hz. Ali’nin, sol tarafında Hz. Meryem’in resmi dururdu.” Yankır, Cem Karaca’nın çok zorlu geçen anılarını paylaşırken o’nun şu sözlerini aktarıyor: “Ben, Fethullah Hoca’yı tanıdıktan sonra hiçbir yerde yalnız olmadığımı fark ettim. Dünyanın neresine gidersem gideyim, yanımda beni seven dostlarımın olduğunu fark ettim.”
18 sene öncesi 1995 senesinde Gülen, Alevilik hususunda Ertuğrul Özkök’e neler dedi?
E.Özkök: Türkiye’de bir süredir belirgin bir Alevi-Sünni gerginliği gözleniyor. Bunun kaynağı nedir?
F.Gülen: Sık sık yanıma gelen arkadaşlar bilirler. Bu konunun potansiyel çatışma meselesi haline getirileceğinden endişem var. Hatta PKK’dan daha tehlikeli olabilir endişesinde olmuşumdur.
Daha 1995 senesinde Cumhuriyet Gazetesi'nden Oral Çalışlar’a Alevi açılımı hakkında neleri ifade etmişti?
O.Çalışlar: Başbakan Tansu Çiller’le görüşmelerinizde Alevilere cemevi yapmaya talip olduğunuz şeklinde bir haber çıktı. Ne oluyor? Nedir bu cemevleri sorunu?
F.Gülen : Alevilerle ilgili durum şu: Eğitim ve kültür faaliyetleriyle uğraşan arkadaşlarımızdan, nazım geçiyorsa, sözüm geçiyorsa gidin şunu yapın diye ricalarda bulunurum. İstanbul’a gelmeden evvel Hasankale’den hemşehrim olan bir mimar var. O geldi bana, Narlıdere’de oturuyor. Ona dedim ki orada Alevilerin bir cemevi teşebbüsü var. Orada milletvekilliği ve senatörlük yapmış, görüşüp konuştuğum bir Alevi arkadaşım var. Mimar arkadaşıma oraya bir kültür lokali yapılsa, bir cemevi yapılsa, bir arsa bulursanız dedim. O arkadaşımızın çoluk çocuğu, hanımı da yok. Hayrına yapabilirsen yap dedim. Henüz arsa işini halledememişler, araştırmaya devam dedim. Bir yönüyle bu (Sünniler ve Aleviler) Türk toplumunun iki kesimi. Eğer bunlar vuruşturmak isteniyorsa, birbirine düşürülmek isteniyorsa, en azından bir yanı itibarıyla vuruşma düşüncesini kırarsak, ayağımızın altına alırsak, karşı taraf sallayacağı yumruğu boşa sallamış olur, buna meydan vermemiş oluruz. Ben, Alevi vatandaşlarımızdan çok ciddî civanmertlik gördüğümü söyleyebilirim. Çok azını istisna edebiliriz. İcabında caminin yanında cemevi de yapabiliriz. Kimi okumak, kimi düşünmek istiyorsanız söylersiniz. Diyanet işleri reisi aklı başında insandır. Benim talebelik arkadaşım aynı zamanda. Aklı başında bir insandır, çok sıcak bakar bu tür şeylere. Destek olabileceğini ümit ediyorum.
O.Çalışlar: Siz cemevleri ve Aleviler konusunda bir mesaj aldınız mı? Yoksa tahmininizi mi söylüyorsunuz?
F.Gülen : Ben cemeviyle ve Alevilerle ilgili düşüncelerimi sayın Başbakan’a arzettim. Tabii siyasiler bu tür konulara olumlu ve sıcak bakarlar. Halktan gelecek isteklere olumlu bakarlar. Başbakan da Alevilerin kendi partisi içinde yer almasını ister. Geçenlerde Alevilerin bir kesiminin İzzettin Doğan başkanlığında kurduğu Cem Vakfı’nın yemeğine sanırım Başbakan bu amaçla iki bakanını göndermişti. Siyasiler bu tür konulara sıcak bakarlarsa problem olma istidadındaki konular problem olmaktan çıkabilir. Böyle ümit ediyoruz. Ümitlerimizi dua olarak Allah’a sunuyoruz. Böyle olsun istiyoruz. İnşallah öyle olur. Kavga olmaz, kaba kuvvet olmaz. Diyalog olur, hoşgörü olur.
1995 senesi İnterStar Televizyonu’nda Özel Haber programına hangi açıklamalarda bulundu?
F.Gülen: Bu ülkenin barışa, uzlaşmaya ihtiyacı varsa şayet bu birileri tarafından gerçekleştirileceğine inanılıyorsa bence herkes insaflı olup o hareketin yanında olmalıdır. Bu arkadaşlar ister eğitim faaliyetleri, isterse mesela Aleviler adına cem evleri yapıldığı gibi, Diyanet işleri başkanına söyleyelim o da bu mevzuda destek versin. Uzlaşacağımız kendi projelerimiz de var. Arkada durup destekleyeceğimiz insanlarla görüşüp konuşuyoruz. Bütün bunlar bana bu ülkede uzlaşma adına önemli gibi geliyor. Bunları yapmaya devam ederken birileri hakkımızda kendi hayallerine, kendi düşüncelerine göre bir kısım senaryolar yazabilir, planlayabilirler. Ama evvel ve ahir görülecektir ki inşallah herhangi bir politikaya, siyasete alet olmuyoruz, olmayacağız. İnsanımız ve ülkemizin çıkarları adına, geleceği adına, büyümesi hesabına, yakın gelecekte insanımızın çağıyla hesaplaşması adına bu mevzuda o türlü yanlış yorumları da nazar-ı itibara alarak inandığım yolda bu teşvikleri devam ettirme kararındayım.
Yazıya neden ‘Alevlere doğru koşan insan: Fethullah Gülen’ dedim:
Bediüzzaman Said Nursi’nin aşağıdaki sözleri ilham oldu. Bu aşağıdaki yazı doğrultusunda Nursi anlaşılmadan ve bilinmeden Gülen’in anlaşılamayacağını ve tersinden Gülen’e gözlerin kapanmasıyla Nursi’nin eksik anlaşılacağını düşünenlerdenim. Risale-i Nur’larda geçen bu bahis Gülen’in istikamet ve gayesinide bize gösterir: “Bana, ‘Sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, îmânım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, îmânımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!..”
Not: Hizmet Hareketi veya Fethullah Gülen Hocaefendi’nin hizmet ve faaliyet alanları itibariyle Türkiye ve yurtdışında yapageldiği güzel hizmetlerin ve unutulmaması gerekli önemli açıklamaların tekrar bir kere daha gözden geçirilmesi ve üzerinde düşünülmesi maksadıyla http://fgulen.com/tr adlı sitenin arşiv bölümünden konuyla ilgili önemli yerler taranarak bu yazı oluşturulmuştur. Bir kusurumuz olmuş ise affola.
- tarihinde hazırlandı.