Küresel Güçlerle Arası Hiçbir Zaman İyi Olmadı!
Bülent Ecevit'in ölüm haberini aldığımda zihnimden gayri ihtiyari peş peşe iki şey geçti
Birisi, "Ecevit öldü, acaba şimdi Kemal Derviş ne düşünüyordur?" oldu.
Diğeri de, "Acaba Fethullah Gülen Hocaefendi, Ecevit'in ölüm haberini aldığında ne yapmıştır?" Neden bunları düşündüm ilk elde?
Nedeni yok tabii ki. Herhangi bir olay karşısında zihnimizden geçenleri kontrol edemiyoruz. Kendiliğinden olan şeyler bunlar. Elbette bilinçaltımızda bir anlamı vardır. Ama nasıl, niye onlar, niçin ikisi, neden başka bir şey değil de, mesela Rahşan Hanım'ı niye düşünmedim. Bunlar bilemeyeceğimiz şeyler.
Bizim kuşak 12 Eylül'den sonraki Ecevit'i bilir. Önceki Ecevit'i ise ancak okuduklarından tanır. İsmen İnönü'den CHP Genel Başkanlığı'nı almasını, Kıbrıs Barış Harekatı kararlarını, Amerika seyahatinde bir Yunan'dan yumruk yemesini, Demirel ile çekişmesini vs... Pek yaşamadık. Ama şu Kemal Derviş olayını yaşadık gördük. Ecevit Kemal Derviş için, "47 yıllık siyasi hayatımda yaptığım en büyük hata Kemal Derviş'i siyasete sokmaktır" demişti. Türkiye Ecevit hükümeti zamanında en büyük ekonomik krizi yaşadı. Hatırlarsınız 2001 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile anayasa fırlatma olayının arkasından yaptığı bir açıklamadan sonra tetiklenen ekonomik kriz Türkiye'ye çok büyük zarar vermişti. Bu kriz Cumhuriyet tarihinin en büyük krizi olarak anıldı. İzlenen sıkı para politikası devalüasyona yol açtı, dalgalı kura geçildi. Dolar dalgalandıkça işsizlik arttı, işsizlik arttıkça bunalım da arttı. Bülent Bey, bu krizi küresel güçlerin kendisinden intikamı olarak görüyordu:
"Kıbrıs Barış Harekatı'ndan 26 yıl sonra küresel güçler benden bu harekatın intikamını aldılar." Neyi hatırlıyoruz Bülent Ecevit'in hayatından. Mesela, eşine olan sadakatini. Bülent Bey'in eşine karşı nezaketi, sadakati Türk insanı için örnek olması gereken bir davranış biçimidir. Öyle sanıyorum ki, O'nun bu davranışı çok aile reisini etkilemiştir. Fethullah Gülen ile ilişkisi Bülent Ecevit'in iyi yanlarını ortaya koyan çok güzel bir ilişki. Hocaefendi kendisi anlatmıştı. Bülent Ecevit'i evinde ziyaret ettiğinde Rahşan Hanım mutfakta çay hazırlığı yapıyordu.
O sırada Hocaefendi, Türk insanının teşebbüsleri ile yurt dışında açılan okullardan bahsetti. Bülent Bey heyecanlandı ve "Rahşan Rahşan duyuyor musun, yurt dışında şu kadar okulumuz varmış" diye bağırdı. Biz onu Fethullah Gülen ile ilişkisinde hep dik duruşu ile, O'nun hakkında takındığı olumlu tavrı her türlü ortamda, hatta Milli Güvenlik Kurulu'nda askerlere karşı bile savunması ile tanıyoruz. Hoca Efendi'nin Papa ile görüşmesinde bölgedeki büyükelçilikleri Hoca Efendi'ye destek olmaları için alarma geçiren de Bülent Ecevit'tir. Turgut Özal'ı saymazsak Hoca Efendi'nin çalışmalarına en büyük desteği Bülent Ecevit'in verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Hocaefendi-Ecevit ilişkisi ile ilgili olarak basından çok yoğun röportaj talebi ile karşılaşmıştı. İşte o günlerde kendisinden randevu isteyen gazetecilere, "Olur tabii ama ne olur artık bana Fethullah Gülen Hocaefendi'yi sormayın" diyordu. Bir defasında meclisteki odasından çıkışında kendisini kaçırmamak için yanına aniden yaklaşmıştım. Benden biraz ürktüğünü hissettim, hafifçe geri çekilmişti.
Fakat nazik insan, bu durumu bana hissettirmemeye çalışmıştı. Gelelim Merve Kavakçı olayına.... Bülent Bey'in hayatında Merve Kavakçı olayı hep hatırlanacaktır. Çünkü bu olay Ecevit'in ülkemiz için yaptığı onca güzelliğin yanında son derece antidemokratik kaçan bir durumdur. Merve Kavakçı başörtüsü ile milletvekili seçilip öyle meclise geldiğinde Bülent Bey'in tavrı, "Bu hanıma haddini bildiriniz" oldu. Ortamın gergin olduğu bir dönemdi ve belki de Ecevit bu sözleri söylemek zorunda kaldı. Yoksa bu tavır Bülent Ecevit'i anlatan bir tavır değildir!
Ecevit hakkında pek bilinmeyen bir olayı da Nazım Alpman yazdı: "1977 Seçimleri öncesi İzmir Çiğli'de otobüsün üzerindeyken roket atılarak öldürülmek istenmişti. Ecevit'i sıyıran roket Mehmet İsvan'ın bacağına saplanmıştı. Bu silahtan Türkiye'de sadece üç tane vardı ve Özel Harp Dairesi'ne kayıtlıydı."
Artık onun hakkında ne diyebilir ki, Allah Rahmet Etsin...
- tarihinde hazırlandı.