Bazı Vakit Olur ki!

Ahd-i Atik'teki şu pasaj önemli: "Her şeyin zamanı ve gökler altında her işin bir vakti var; doğmanın vakti var ve ölmenin vakti var; dikimin vakti var ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var; öldürmenin vakti var ve şifa vermenin vakti var; yıkmanın vakti var ve bina etmenin vakti var, ağlamanın vakti var ve gülmenin vakti var; dövünmenin vakti var ve oynamanın vakti var, taşları atmanın vakti var ve taşları devşirmenin vakti var, kucaklaşmanın vakti var ve kucaklaşmadan kaçınmanın vakti var, aramanın vakti var, yırtmanın vakti var ve dikmenin vakti var, susmanın vakti var ve söylemenin vakti var; sevmenin vakti var ve nefret etmenin vakti var; kavganın vakti var ve barışıklığın vakti var…" (Vaiz, 3/1-8)

Bazı vakit olur ki, kaderin gölgesi o vaktin üzerine düşer. Tarihi başlatan duadır o anlar. İlk adımdır. Küçüktür. Mütevazıdır. Ama muhteşem gelişmelere, böyle bir geleceğe gebedir.

Hatırladığıma göre bir yıl kadar önce, hemen hemen bu günlerdeydi. Arkadaşlarımızla ve bilhassa değerli düşünce ve aksiyon adamı Mim Kemal Öke ile Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın gerçekleştireceği Medeniyetler Arası Diyalog sempozyumu üzerinde yoğun ve hummalı bir çalışma içindeydik. Fikir ve görüşlerinde istifade etmek istediğimiz pek çok kişiyle görüşüyor, konuşuyor ve istişarede bulunuyorduk. O günlere hakim siyasî gerginlik, bazen bu görüşmelere de buruk bir sessizlik halinde yansıyor, katılımlı ilgili kuşular dile getiriliyor ve bu negatif esintiler bazen moralimize dokunuyor ve bizi tedirgin de ediyordu. Ama yine de bakışlarımızda, yakın bir gelecekte bizi bekleyen başarının ön seziye yüklü ışıltıları vardı. Ümitliydik; çünkü bu programın belli bir misyonu olduğuna inancımız tamdı. Halden ziyade istikbali solukluyorduk.

Görüştüklerimiz arasında Vatikan'ın İstanbul temsilcisi, saygıdeğer insan George Marovitch de vardı. Kendisiyle gayet samimi ve dostane geçen pek çok sohbetimiz olmuştu. Medeniyetler Arası Diyalog projemize de çok sıcak bakıyor ve elinden gelen bütün çaba ve gayreti bizler için seferber ediyordu. Bir gün yine beraberdik. Çeşitli konular üzerinde konuştuk. Söz arasında, Papa hazretleriyle Hocaefendi mutlaka bir araya gelmeli ve görüşmeliler, dedim. Hem de bu en kısa zamanda olmalıydı. O da aynı düşüncedeydi. Ama Papa Hazretleri'nin bütün randevularının beş sene önceden hazırlandığını söyledi. Araya girmek adeta imkansızdı. Görüşmeyi değil, zamanlamayı kastederek, "Olağanüstüne inanıyor musunuz?" diye sordum. "Elbette" dedi. "Ben de" dedim ve gülüştük. Sözün gerisini "inşallah" ile noktaladık.

Medeniyetler Arası Diyalog hem içerik hem de organizasyon açısından gayet başarılı geçti. Kapanış ve teşekkür konuşması için kürsüye davet edildiğimde, hem konuk ve katılımcılara hem de aylardır yoğun bir çalışmayla işi sahiplenmiş mesai arkadaşlarıma içim minnetle, şükranla dopdoluydu. Duygularımı, düşüncelerimi kırık dökük kelimelerle ifadeye çalıştım. Sonunda "Gelin, hiç olmazsa burada bulunanlar olarak sevgi, hoşgörü, uzlaşma ve diyalog havarileri olmaya kendi kendimize söz verelim." dedim. Kutlamak için yanıma, ilk gelenlerden biri de Sayın Marovitc'di. Bana "Şahit ol, ben hoşgörü ve diyalog havarisi olmaya söz veriyorum." demişti. Yüreklendi, samimiydi.

Bir yıl sonra tarihi buluşma gerçekleşti. Fethullah Gülen Hocaefendi ile Papa 2'nci Jean Paul, Vatikan'da bir araya gelerek diyalog ve hoşgörü kendi konumlarına, temsil ettikleri değerler bakımından evrensel boyutlara taşıdılar. Bu önemli görüşmenin tercümanlığını tanıdık bir sima üstlendi: George Marovitch. Yüzünde "Olağanüstü"nü vak'a olarak görmenin mutluluğu vardı. Havari olmadaki samimiyeti, onu da beklemediği bir anda Vatikan'a taşımış ve bu önemli olaya şahit yapmıştı.

Şekil, eşyanın vardı son sınır ve hal ile kayıtlı. Misyonu, hedefi, gayesi olan hadiseleri sadece haldeki şekliyle sınırlı görmek yanlış. Papa-Hocaefendi görüşmesini de bu perspektiften değerlendirmek gerek. Teklifler, muhatabın ilgi alanıyla sınırlı. Semavi dinler adına söylenenler süreçten sadece bir kesit. Hedefte bir din ve her insan var.

Gelinen noktada ve öncesinde, hiç ayırım yapmadan emeği geçenlerin bütününe, evrensel uzlaşı ve tüm insanlık adına sadece teşekkür borçluyuz. Vefa bunu gerektirir.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.