Özgür Politika Gözüyle Türkçe Olimpiyatı

Yeni Özgür Politika gazetesi bugüne kadar yakından takip ettiğimiz bir gazete değildi. Ancak bölgemizde görev yapan postacının adresleri karıştırması sonucu zaman zaman okuma fırsatı bulduk ve buluyoruz.

Şöyle ki:

Postacı gazeteyi abonesi olan vatandaşımızın evine atmak yerine bizim gazeteye bırakıyor.

Geçenlerde gazeteyi bizzat sahibine bırakıp durumdan haberdar ettik. Ki, vatandaşımız gazetem nerede kaldı diye merak etmesin, en azından gazetesinin neden gelmediğini bilsin.

Ancak postacımız yine de yapıyor yapacağını ve gazeteyi bizim posta kutusuna bırakıyor.

Biz de böylelikle bu gazeteyi inceleme fırsatı buluyoruz.

İşte bu Pazartesi gazetede ele alınan konulardan biri Türkiye'de düzenlenen Türkçe Olimpiyatı idi.

‘Ufuktan' isimli köşede ‘Türkçe'ye olimpiyat, Kürtçe'ye yasak' başlığı ile bu etkinlik ele alınıyordu.

Yazının altında ise gazetenin logosu bulunuyordu.

Demek ki bu yazı gazetenin herhangi bir yazarının değil, bizzat gazetenin görüşünü yansıtıyordu.

Peki yazıda Türkçe Olimpiyatı hakkında neler deniyor, nasıl bir yaklaşım sergileniyordu?

Yazının ana fikri, devletin Türkçe Olimpiyatını desteklediği, ancak Türkiye'de 20 milyon Kürt vatandaşının dilini yasakladığı ve bunun bir ikiyüzlülük ve çelişki olduğu üzerine.

Yazıda Türkçe Olimpiyatı'nın arkasında dünyada kurulan Türk okulları, bunların da arkasında Fethullah Gülen cemaati olduğu ifade ediliyor.

Bir taraftan bu okulların dünyanın birçok ülkesinde nasıl kurulduğu ve kaynağını nereden alındığının bilinmediği ifade edilirken, diğer taraftan "Fethullah Gülen'in kurduğu okullar" ifadesi kullanılıyor.

Türk devletinin bir taraftan bu okullara karşı çıkarken diğer taraftan desteklediği ve bunun kafa karıştırıcı bir şey olduğu belirtiliyor.

Bu okullarda "Adeta Türkçülük ve Müslümanlık misyonerliği" yapıldığı ve bu okulların aynı zamanda "Uluslararası güçlerin politikalarını, bulunduğu coğrafyalarda uygulatabilmek için taşeronluk" da yaptığı öne sürülüyor.

Ayrıca bu okullara devletlerin nasıl izin verildiğinin de anlaşılamadığı ifade ediliyor.

Türkiye'de bu okullara desteğin büyük olduğu belirtiliyor, ancak bunun yanlış da olmadığı kaydedildikten sonra şöyle deniyor:

"Yanlış olan, Türkçe'yi Afrika'dan Asya'ya, Amerika'dan Kafkaslara kadar birçok yerde öğretirken; bir halkın anadilini yasaklamak, inkar etmek, öğrenilmemesi için her türlü politikayı uygulamaktır."

Şimdi bu görüşler hakkında neler söylenebilir?

Yazıda benim için en dikkat çekici nokta şu.

Yazı sanki suçlama ile hakkaniyet arasında gidip geliyor.

Mesela okullar ile ilgili olarak "Devletler nasıl izin verdi (veya verdirildi).." derken sanki bu okullara nasıl izin verilir sorgulamasını sezmek mümkün.

Kürtçe yasağı uyguladığı için eleştirdiği devleti, başka konuda yasak koyması için adeta davet etmek çelişkisi ise gözden kaçacak gibi değil.

Buna rağmen yine de dediğimiz gibi, yazıda bir hakkaniyet kaygısı ve bunu teslim etme gayretini görmemek de mümkün değil.

Sonuç?

Eğer bu okullar ile ilgili küçük bir araştırma yapıp muhataplarına sorsalardı yanlış ifadelere yer verilmez, kafalardaki birçok soru da aydınlatılabilmiş olurdu.

Özellikle yayın çizgisini mağduriyete dayandıran bir gazeteden, birilerine haksızlık yapmama hassasiyetinin daha yüksek olması beklenir ahlaken.

Bir de şu Kürtçe yasağı konusu var.

Başka dillere baskı uygulanması sadece Türkiye ile sınırlı kalmış bir olay değil.

Modern ulus devletler dünyanın her yanında maalesef bu yola saptılar.

Ümit edilir ki, Yeni Özgür Politika Türkiye'de Kürtçe konusundaki gelişmelere müspet bir şekilde eşlik eder.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.