Türkmen Öğrenciden Mesaj

Türkmenistan'daki Türk okullarının okul aile birliği başkanının yaptığı konuşma bu sütunlarda yayınladıktan sonra, elektronik postama çok sayıda mesaj geldi. Türk okullarında okuyan Türkmen öğrenci A.H.'nin görüşlerini, özetleyerek alıyorum:

"Ben bir Türkmen'im ve Türkmenistanlıyım. Aşırı bir milliyetçiyim. Türkmen-Türk okuluna kayıt olduğum günden itibaren hep Türk öğretmenlerin hatasını aradım. Kafamda şu sorular vardı: 'Bu adamlar, bu kadar yatırım yaparak niye bizi okutuyorlar? Niye bize Türkçe öğretiyorlar? Niye bize kendi devlet marşımızın yanı sıra kendi istiklâl marşlarını söyletiyorlar? Yoksa bunlar bizi fethetmek veya kendi egemenlikleri altına almak mı istiyorlar?' Bunları düşünürdüm. Bu yüzden öğretmenlerle hep tartışırdım.

"Sonra gördüm ki bunlar, öyle bir amacı gütmekten çok uzak kimselermiş. Ben bu insanlar sayesinde, milliyetçiliğin yanı sıra bütün insanları da bir insan oldukları için sevmeyi ve onlara değer vermeyi öğrendim. Ben bu öğretmenlerden, hoşgörüyü ve sevgiyi öğrendim. Bunun yanı sıra ilim ve irfan öğrendim. Bu okulların ilim yarışmalarındaki başarıları zaten dillere destan olmuştur.

"Sevgi ve insana değer vermek demiştim de hiç unutamadığım ve hiç unutamayacağım bir hatıramı, aynen size takdim etmek istiyorum:

"Bir gece vaktiydi. Şefkat dolu bir elin bana dokunmasıyla gözlerimi hafiften açtım. Merak içindeydim. Seneler evvel beni annemin, şefkat dolu elleriyle sevip okşadığını hatırladım. Fakat bu el, onun mübarek elleri olamazdı. Çünkü o beni şefkatle okşamayı bırakalı birkaç sene olmuştu. Çünkü ben büyümüştüm. Büyüdüğüm için bana eski sevgisini hissettiremezdi. Çünkü onlara Rus eğitimi böyle öğretmişti. Hattâ o eğitime göre benim, çok küçük yaştan ayrı bir odada yatmam gerekiyordu da annem bunu yapmamıştı. Çünkü ne de olsa ben onun bedeninin bir parçasıydım. Bana olan sevgisinden dolayı beni belli bir yaşa kadar kendi kucaklarında büyütmüştü. Bu düşüncelerle irkildikten sonra etrafa şöyle bir bakınınca evimde olmadığımı, okulda olduğumu anladım. İşin enteresan yanı, bu bana dokunan elin sahibi, kendileri hakkında şüphelendiğim insanlardan birisiydi. Benim üzerimi örtüyordu. Çok şaşırdım... Sonra sırasıyla yatakhanemizdeki bütün arkadaşlarımın üzerlerini örttü ve yatakhanemizin kapısını içeriden kapattı. Yere oturarak kapıya sırtını dayadı ve öylece kaldı. Benim eski şüpheci düşüncelerim allak bullak olmuştu. Kafama sanki bir balyoz inmişti. Haklarında hep şüphe ettiğim bu insanlar, meğer bir melek safiyetinde insanlarmış. Ben bir Türk olsam neyse derim; ama ben bir Türkmen'im ve o da bir Türk. Ama o uykusundan vazgeçiyor ve gecenin köründe rahat uyumam, üşümemem için başımda bekliyor. Böyle bir insan olabilir miydi? Bundan daha fazla insana değer verilebilir miydi? Hem de hiç tanımadığın birisine... Bu düşüncelerden sıyrılıp tekrar kapıya doğru hafifçe kafamı çevirerek baktım. Hâlâ orada oturuyordu ve derin derin bir şeyler düşünüyordu. Adeta iyilik meleği gibi bizi koruyordu..." "Fethullah Gülen'in teşvikiyle okullar açan o melek safiyetindeki insanların insana sevgi anlayışı böyleyse, bu işlerin teşvikçisinin insana sevgisi ne biçimdir? Varın bunu da siz düşünün! Ve ben inanıyorum ki o hoşgörü insanını kimse yıpratamaz. Bir insan, insan sevgisini ve hoşgörüyü omuzlarında bayraklaştırır da insanlar tarafından hiç hüsnü kabul görmez mi? Tabiî ki görecektir ve görüyor da. Bu milletin ve dünyanın dört bir yanındaki devletlerin cumhurbaşkanları, başbakanları, milletvekilleri ve de halkı tarafından bu okullar sevilmekte ve onların çocukları, bu okullarda okumakta. Hal böyle iken Fethullah Gülen'in hoşgörü çağrısına hüsnü kabul göstermeyen ve bu sevgi güneşini boğmak isteyenlerin kalplerine, Allah (cc)'tan sevgi ve şefkat diliyorum!"

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.