Taş Atana da Hoşgörü...

Gazetemizin tirajını artırmaya ve okuyucularımızla kaynaşmaya yönelik kampanyamız münasebetiyle son bir haftada Bursa-Konya, Şanlıurfa ve İstanbul'daki sohbet ve konferanslarımızda bir soru hep karşımıza çıktı: Zaman Gazetesi neden bu kadar hoşgörülü davranıyor? Bu yumuşaklığın ne faydası var? 8 yıllık eğitim konusunda neden net tavır konulmadı?

Bu sorunun belli bir çevreden gelmesine, Zaman'ın çizgisinin ve misyonunun, okuyucularının büyük bölümü tarafından anlaşılmasına rağmen yeniden bir açıklama yapmada ve bu arada geçtiğimiz hafta Akit ve Dünya gazetelerinde çıkan sataşmalara da cevap vermede fayda görüyoruz.

Türkiye; siyasi istikrarsızlığın ve demokratik kurumların birbirinin hakimiyet alanlarına tecavüz etmelerinin beslediği bir kaos ortamında çok hassas günlerin içinden geçiyor. 28 Şubat'tan ve tankların kışladan çıktığı günlerden bu yana bir bunalım gel-giti yaşıyoruz.

Anti demokratik ve baskıcı ortam, çoğumuz farkındayız ki; her kurumu, her kuruluşu, aydınları, yazarları, gazetecileri ve hemen herkesi bir şekilde esir aldı. Kimileri kimlik değiştirerek, saf değiştirerek yarın çok utanacakları siperlere bile geçtiler.

Böyle bir ortamda sağduyuya, uzlaşmaya ve bünyenin hassasiyetini gözeten dengeli davranışlara zaruret derecesinde ihtiyaç olduğuna inananlardan olduğumuz için Zaman Gazetesi olarak kendimize yakışanı yapmaya çalışıyoruz.

Hamile kadın hassasiyetini bilmeyen, sırtında yumurta küfesi bulunmayan ve bilerek ya da bilmeyerek provokasyonlara gelenlerden oluşan bir koronun bizlere, "Neden sert olmuyorsunuz?" ve "Falanlarla neden birlikte hareket etmiyorsunuz?" demeye hakları olabilir mi?

Biz onların bir türlü göremediği bir tehlikeyi görüyor ve bu tehlikeden kurtulmanın yolunun yumuşaklık ve hoşgörüden geçtiğine inanıyor ve hatta bundan başka bir yol olmadığını, şu son 11 ayın, en kalın kafalara bile dank ettirdiğini cümle alem biliyor ise yanlış bunun neresinde?

Türkiye, belki de bin yıllık tarihimizde benzeri olmayan bir sıçrama, bir hamle yakalamışken, okyanusun enginlerinden geçerken ülke gemisinde delik açanlara, gemiyi batırma fırsatı vermemeye kararlıyız. Türkiye gerçeğinden habersiz, hayalci, maksatlı, hatalı ve abuk subuk yaklaşımlar, yaşadığımız bunalımı derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor. İşte onun için diyoruz ki: Bugün gösterilen sabır, bugün sergilenen yumuşaklık gerçek bir yiğitlik, gerçek bir kahramanlıktır...

Kim ne derse desin Zaman doğru bildiğinde ısrar edecektir.

Akit Gazetesi geçen hafta başında iyi niyetle bağdaştırılamayacak bir tartışma açtı. Yeni Şafak Gazetesi'nden üç arkadaşımızın Fethullah Gülen Hocaefendi'yi ziyaret etmelerini kamuoyuna, "Yeni Şafak'ı Fethullah Hoca mı alıyor?" başlıklı haberle duyurdu. Haberin içinde "Yeni Şafak, Zaman Grubu'na dahil oluyor." denilerek tam bir masa başı uydurma gazetecilik örneği sergileniyordu.

Yeni Şafak, bu yalan habere tepkisini, "Zorunlu bir açıklama", "Akit'in ayıbı!" başlığı altında şöyle gösterdi:

"Akit gazetesinin dünkü nüshasında Yeni Şafak'ı hedef alan gerçekdışı, mesnedsiz ve çirkin bir iddiaya yer verildi. İddianın doğru olup olmadığını bir telefonla öğrenebilecekken, bunu yapmaktan imtina eden Akit Gazetesi'nin, dostluk ve gazetecilik ahlakıyla bağdaşmayan bu tavrını şiddetle kınıyoruz. Ticari rekabetin bu kadar çirkin yöntemlerle yürütülemeyeceğini ifade etmek istiyoruz."

Dost bilinenlerin, bir meseleyi ele alırken tetkik ve tahlile tabi tutmalarını, İslam'a gölge düşürücü hareketlere meydan vermemelerini beklerdik. Fitneye sebep olmamak noktasında Allah rızası için gösterilen sabırların suiistimal edilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Hafta başında Zaman'a bir sataşma da Dünya Gazetesi'nden geldi. Dünya Gazete Sahipleri Birliği (FİEJ) Yönetim Kurulu üyelerine gazetemiz Ankara'da bir yemek vermişti. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Alaeddin Kaya ile Başyazarımız ve Ankara Temsilcimiz Fehmi Koru'nun ev sahipliğini yaptığı yemekte yazarlarımızdan İlnur Çevik de bulunmuştu.

Dünya gazetesinde konu ile ilgili yazıda İlnur Bey'in Sayın Cumhurbaşkanımız hakkında "Hiç de hoş olmayan sözler" söylediği iddia ediliyor ve hakkında şunlar yazılıyordu:

"Zaman Gazetesi, hoşgörünün toplum tarafından benimsenmesi için kampanyalar tertipliyor, sonra da Ankara'da RV Restoran'daki yemekte İlnur Çevik'in Cumhurbaşkanı hakkında ağır sözler etmesine olanak tanıyor. Bu ne biçim hoşgörü?"

Bizim bildiğimiz İlnur Bey'in Cumhurbaşkanımızı çok sevdiğidir. Yine öğrendiğimize göre "ağır sözler" Sayın Cumhurbaşkanımızla değil, mevcut sistemle ilgilidir. Ama bizim anlamadığımız Zaman olarak İlnur Bey'e "ağır sözler" söylemesi için nasıl olanak tanıdığımızdır. Ne yani gazetemizin bir yemeğinde Fehmi Bey, İlnur Bey'in ağzını mı tıkasaydı? Hoşgörüyü misyon edinmenin zorluğunu iyi ki baştan beri biliyoruz...

Taş atanlara hoşgörü gülleri vermeye devam ediyoruz.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.