Cenaze
Pazar günü hayatını kaybeden siyaset adamı Bülent Ecevit'in cenazesi devlet töreniyle kaldırılacak. Bunun için seçilen gün cumartesi. Vefatla defin arasındaki sürenin mümkün olduğunca kısa olması geleneğine aykırı bir tercih bu. Önceleri bu amaçla çarşamba günü belirlenmişken, daha sonra, törenin hafta sonuna bırakılması kararlaştırıldı.
Sebep? Rahşan Ecevit, "Bu hükümet işçilerin hafta içi cenazeye katılmasına izin vermez" görüşündeymiş... Cenaze töreninin büyük bir protesto gösterisine dönüştürülmesi amaçlanıyor gibi. Dün pek çok köşede bu ihtimali akla getiren değerlendirmeler çıktı.
Bülent Ecevit'in toplumun değişik kesimlerinin hayranlığını üzerine çeken özellikleri olduğu bir gerçek. Hayatında siyasî çizgileri onunla hiç kesişmemiş, başında bulunduğu partilere oyu nasip olmamış kişiler bile kendisine saygı besliyorlar. DSP son seçimde oyların yalnızca yüzde 1.22'sini alabilmişti; ancak Ecevit'in itibarı o oranın çok üstünde. Gösteri planlayanların bu durumdan yararlanmak istedikleri anlaşılıyor.
Daha yazının burasında uyarımızı yapalım: Bir cenazenin siyasete âlet edilmesi yanlıştır; hem vefat eden açısından, hem de cenazeyi başka amaçla kullanmayı düşünenler açısından... Ecevit'i temsil ettiği siyasî görüşü umursamadan bağırlarına basmaya hazır olan geniş kitleler, cenazesinin bile istismar edildiğini görünce büyük bir rahatsızlık duyabilir...
Rahşan Ecevit, eşi henüz hayattayken, sağı ve solu birleştirmeyi hedefleyen fantastik bir proje geliştirmiş, hastalığı döneminde de parti parti dolaşarak projesine destek arayışına girmişti; "Sağlığı yerinde olsaydı eşinin de yanında yer alacağını" iddia ederek... Kapısını çaldığı hiçbir partiden olumlu cevap alamadığı biliniyor.
Cumartesi günü yapılması planlanan cenaze töreni o projenin bir parçası olarak mı bir gösteriye dönüştürülmek isteniyor? Bilemiyoruz.
Türkiye'de bazı çevreler daha şimdiden cumhurbaşkanlığı seçimini etkileme telâşı içerisindeler. Halkı bu amaçla sokağa dökme girişiminin bir ilk örneği geçen hafta sonu Ankara'da sahneye konuldu; beklentilerin çok altında kalan katılım girişimcileri üzerinde soğuk duş etkisi yaptı. Geçmişte 'inançlara saygılı lâiklik' anlayışı ve Fethullah Gülen'le kurduğu yakın ilişki sebebiyle Bülent Ecevit'i yerin dibine batıran aynı çevreler sokakları dalgalandırmak için şimdi onun cenazesini kullanmaya kalkışırlar mı?
Burası özgür bir ülke ve herkesin kendisine yakın bulduğu dâvâları desteklemek, ya da beğenmediği, benimsemediği konuları protesto etmek hakkı var. Tıpkı, siyasî görüşü olanların bunları ifade etmek ve kendisi gibi düşünenleri yanına alarak örgütlenmek hakkı olduğu gibi... 'Herkes' denildiğinde, yaşayan, canlı insanlar kast edilir; peki, herhangi bir özgür ülkede, siyasî mesaj vermek için cenazeyi veya cenaze törenlerini kullanmak da bir hak mıdır? Ölenin yakınlarının bunu yapmaya hakları var mıdır?
Bülent Ecevit'in bundan böyle tarih tarafından değerlendirilecek siyasî kişiliğini zedeleyecek girişimler planlayanların bu sorular üzerinde ciddiyetle düşünmesi gerekir. Cenazesine katılmayı düşünecek kadar kendisini takdir eden bir tek kişi bile tören siyasî bir gösteriye dönüştürüldüğünde uzak duracaksa, yapılan herşeyden önce Bülent Ecevit'e bir saygısızlıktır. Bunun tersi de doğru: 1980 sonrasında kendilerini yanına yaklaştırmadığı bir takım tiplerin cenazesini sahiplenmesini herhalde hiç arzu etmezdi Bülent Ecevit...
Geleneklerimiz vefat ile defin arasındaki sürenin kısa tutulmasını gerektiriyor. Bülent Ecevit'in cenazesi üzerinden siyaset ters tepebilir. Birinin bunları Rahşan Ecevit'e hatırlatması şart.
- tarihinde hazırlandı.