Tefekküre Kapı Açan Yeni Yollar

Ekrandaki sözü defterime not alırken düşünüyordum. "Yutmadan önce çiğnemek ne ise, konuşmadan evvel düşünüp taşınmak da odur" deniyordu sözde. Bir yandan çiğnemeden yutulacak lokmaların insanda nasıl bir etki yapacağını, bunun konuşma öncesi düşünmeye benzetilmesindeki güzelliği düşünüyor, bir yandan da 'yazarken' kelimesi de buna eklenebilir diye söyleniyordum.

Yazmadan evvel de düşünüp taşınmak gerekirdi. Yazmanın bir avantajı var; yazdığın şeyi başkasına göstermeden okuyabilir, tashih edebilir, gerekiyorsa silebilir, ekleyebilir çıkarabilirsin. Ama söz bir kere çıktı mı, ne tashih, ne özür fayda ediyor, yayından boşalan ok gibi geri dönüş mümkün olmuyor.

Ben bunları düşünürken ekran değişti ve karşıma Cenab-ı Hak'kın isimlerinden biri olan El-Vehhab çıktı. Güzel bir manzara resminin üzerinde, enfes bir hatla yazılmış El-Vehhab yazısı, hemen altında yine şık bir fontla yazılmış Latince yazılış ve daha altta küçük ama yine estetik bir tarzda bu İsm-i Şerif'in manasını veren cümle vardı; 'karşılıksız bol bol hibede bulunan!' Çeşitli tesbihlerde bolca zikrettiğimiz İsmin manasını öğrenip akılda tutmanın mutluluğunu yaşarken ekran tekrar değişti.

Misafir olduğum mekanda, önünde durduğum duvarda tablo gibi asılmış ekrandaki görüntünün sürekli değişen sahnelerinin her birinin aklıma getirdiği düşüncelerle etkilemiştim. "Ne kadar güzel düşünülmüş bir çalışma" diye düşünmeden edemedim. Ekran dediğim aslında son zamanlarda hemen her yere yayılmış, en küçüğünden en büyüğüne farklı ebatlarda üretilen lcd ekran şeklindeki monitörler idi. Kablolu veya kablosuz olarak bir bilgisayara bağlanan ve oradan yüklenen tablo, resim, fotoğraf gibi görüntüleri bir 'slide show' şeklinde sunan bu ekranlar ilk çıktıklarında tek bir fotoğraf yerine birçok fotoğrafı sunan digital fotoğraf albümleri şeklinde düşünülmüştü.

Bu ekranların sadece fotoğrafların resm-i geçit yaptıkları bir monitör olmaktan çıkarılıp, bakılıp okunduğu her an insanı düşündüren, tefekkür ettiren sahnelerin süreki devri daim yaptığı bir sergi alanı haline getirilmesi fikri kimden çıkmış bilmiyorum. İlk olarak muhterem F. Gülen Hocefendi'nin ABD'de kaldığı mekânda gördüğümü, oturduğu yerden rahatlıkla okuyup görebileceği bir yere konmuş olan bu ekranlardaki sözleri vesile ederek sıklıkla konuşmalarında kullandığını söyleyebilirim. Gelip giden ziyaretçilerin de ilgisini çeken bu ekran ve onlardaki tablolar sanırım birçok yerde kullanılmaya da başlandı. Gözünüz iliştiğinde sizi tefekküre sevk edecek, bir an için dünya meşgalelerinden çekip düşündürecek tabloların, sahnelerin sizin fazla bir gayretinizi gerektirmeden yaşadığınız bir mekânda her an değişip durmaları değerlendirilmesi gereken bir imkan aslında.

Ekranda görüntüler değişmeye devam ediyor. Kaside-i Bürde'den içlere inşirah salacak ve ümidimizi artıracak bir cümle geldi önce; "ey nefis, büyük günahlardan dolayı Allah'ın rahmetinden ümit kesme, çünkü Allah'ın mağfiretine nispetle büyük günahlar küçük hatalar gibidir."Bir sonraki ekranda Hocaefendi'ye ait bir ölçü var; "Her sıkıntı bir kolaylığa gebedir ama haml müddetine sabretmek gerektir."

Ümit soluklatan bu cümlelerin arkasından dinimizdeki havf-reca dengesini hatırlatırcasına bir ikaz da geliyor. Yeni bir tablo, yeni bir manzara eşliğinde ayrı bir güzel cümle; "Allah'ın kahretmediğini görüp şımarma, mühlet verdiğini düşün ve ürper" Yarısını geçirdiğimiz Ramazan'da geri kalan günleri değerlendirmek adına da iyi bir ikaz oluyor bu söz. Ve yazı biterken son bir söz daha aldım karşımdaki ekrandan: "Kalbin gül gibi olmalı ki söz ve davranışların da ıtır gibi koksun."

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.