Güzel'i Ağlatırlar, Çirkini Söyletirler
Türkçemizde farklı şekillerde söylense de "Güzeli ağlatırlar, çirkini söyletirler" deyişi hayatımızın neredeyse bütün safhalarını girmiştir. Fethullah Gülen'in beraatının tescillendiği dava için hazırlanan iddianamede, Gülen'in finansman kaynaklarının yerli olduğuna defalarca vurgu yapılırken herhangi bir dış kaynaktan desteklendiğine dair basit bir belge dahi gösterilemiyor. Aksine, yabancı akademisyen ve uzmanlara, araştırma, tebliğ ve konferansları karşılığında Gülen'in çevresi tarafından ücret ödendiği ifade edilmektedir.
Gülen ve çevresinin başta Amerika ve Avrupa olmak üzere dünyanın bütün ülkelerinde, büyükelçiliklerimizin bilgisi dışında bir organizasyon düzenlemediği bilinmektedir. Yurtdışında eğitim kurumları açılmasını teşvik etmesi sebebiyle de görevleri sırasında Demirel, Ecevit, Abdullah Gül ve Türkeş'in takdirlerini kazanmıştır.
İddianameye göre Gülen'in suçu, "Sosyoekonomik ihtiyaçları fazla olan yeni Türk Devletlerinde taban oluşturmak, Türk İslam Birliğini oluşturmak"tır.
Geçtiğimiz ay Türkçe Olimpiyatına 113 ülkeden katılım gerçekleşti. Katılanların hepsine çeşitli ödüller verildi ve hediyeler dağıtıldı. Kimi ülkelerden Türkiye'ye ulaşmak için belki üç aktarmalı uçak yolculukları yapıldı. Suçlayanların mantığına göre, Myanmar'da (Burma) Türkçe öğrenen gençler ülkelerinde yönetim kademelerine gelince büyükelçiliği bile bulunmayan ülkemize baskı yapacaklar... Herhalde Nasrettin Hoca'ya atfedilen, önce diken yetiştirip sonra dikene takılan koyunların yünlerini toplayarak borcunu ödeme fıkrası daha tutarlıdır.
8 yılı aşkın bir süredir yargılanan ve her seferinde beraat eden birisini ısrarla suçlamaya kalkışmayı izah etmek epeyce zor. Belli ki bazı çevreler Gülen'in Türkiye'ye gelmesinden rahatsız. Türkiye'ye gelmesini isteyen bir devlet yetkilisi var mı? Yok. Gelirse kelepçeli bir fotoğraf karesi almak için yanıp tutuşanlar ise oldukça çok. "İdam edilmeli", "Öcalan'ın yanında hapsedilmeli" diyen de az değil. Peki gelmesinin önündeki engel nedir: Sağlık sebepleri ve Türkiye'deki siyasi çalkalanmalar. Yol parası yahut ülkesinde kalacak yer bulamamak gibi bir endişesi de olmadığına göre "niye gelmiyor?" diye eleştirenlerin biraz düşünmeleri lazım.
Gülen gelirse ne olacak? Daha önce birçok kez yapıldığı gibi ifade vermek gibi sıradan gerekçelerle hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarılır. Yüzden fazla ülkede açılan eğitim kurumlarını doğrudan etkileyecek hatta kapatılması sonucunu doğuracak tutuklanma görüntüleri servise sokulur. Düşük bir ihtimal olsa da bir şekilde hapse atıldı diyelim. Sağlık sorunları sebebiyle tutukluluk süresini zaten hastanede geçirecektir. Yani şahsı adına kaybedeceği fazla bir şeyi yok...
Gülen'in yerinde siz olsanız ne yaparsınız? Sadece kendinizi ve çevrenizi gururlandıracak fakat dünya genelinde yüzlerce okulun kapatılmasına yol açabilecek bir macerayı göze alır mısınız? Üstelik ülkeyi ciddi sıkıntılara sokacak provokasyonlara kapı açar pahasına...
Herhalde Gülen'e, ülkesine döndükten kısa bir süre sonra tekrar zorunlu hicrete çıkmak dışında pek seçenek bırakılmıyor.
- tarihinde hazırlandı.