Bir Demet Işık
Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan, "İsviçre'den Moğolistan'a" uzanan hatıra ve gezilerini, kendisine has üslubu ile yazıya dökmüş.
Bazı yerlerde yollarımızın da kesiştiği bu güzel serüvenin kitaplaşması çok hoşuma gitti. Eskiden beri arkadaşlarımıza, hatıralarını yazmaları mevzuunda zaten büyük teşviklerimiz vardı. Onun için bunu takdirle karşıladım. İbret alınacak çok güzel olaylar anlatılmakta. Gerçekten dikkat ve ilgiyle okunacak bir eser meydana gelmiş. Bu hatıralar dünyasından yapacağım aktarmalarla kitabı tanıtmaya çalışacağım.
Kulak boğaz burun bölümünde ihtisasını bitiren ve iç kulak fizyolojisi ve denge bozuklukları ile ilgili olarak çalışmak üzere Cenevre'ye gidecek olan Dr. Şerif Ali Bey, daha havaalanında şöyle bir durumla karşılaşır: "İzmir Havaalanı'nda, yanıma aldığım kitaplarımdan dolayı bagajım çok ağır gelmişti, bu yüzden fazla para ödemem gerekiyordu. O esnada tam arkamda duran genç evli çift, kendilerinin fazla eşyalarının olmadığını, benim eşyalarımı alabileceklerini söyleyince ben de bana çok ağır gelecek miktarı ödemekten kurtuldum. Biraz sonra ismim anons edildi; polise gelmem isteniyordu. Merak ederek gittim. Polis memuru: 'Siz doktorsunuz. Burada yolcularımız arasında hâmile bir bayan var. Ona bir doktor raporu gerekiyor. Bir rapor yazabilir misiniz?' diye sordu. Ben başımı kaldırıp bayanı görünce şaşırdım kaldım. Zira bayan ve yanındaki eşi, biraz önce benim fazla bagajlarımı üzerlerine alan çiftti. Ben de derhal raporu yazarak kendilerine verdim."
Cenevre'ye varınca klinik direktörü Prof. Dr. Pierre Montandon ile çalışmaya başlarlar. İki ay sonra eşinden ayrılmak üzere Amerika'ya gideceğini öğrenince Dr. Montandon'a der ki: "Sizin babanız ve kardeşleriniz var, bu probleminizle mutlaka ilgilenmişlerdir; ama müsaade ederseniz, eşinizin adresini alabilirsem kendisiyle bir de ben görüşeyim, aranızı düzeltmeye çalışayım. Dinimizde yalan söylemek asla caiz değildir; ama eşlerin arasını düzeltmek için caizdir ve bu düzeltme işine çok önem verilir." Bu teklifine Montandon çok şaşırır ve "Bundan çok duygulandım. Bir yabancının gelip benim problemlerimle ilgilenmesi beni çok etkiledi. Ama yapılabilecek çok şey yok." der.
17 sene sonra Dr. Şerif Ali Bey, Dr. Montandon'u Moğolistan'daki Türk kolejlerini görmesi için davet eder. Montandon'a öğretmen ve belletmenlerin durumu çok enteresan gelir. Şerif Ali Bey'e der ki: "Bu zeki, çalışkan ve sorumluluk sahibi gençleri nereden buluyorsunuz? Bunların hepsi mükemmel. Bugün bana tercümanlık yapan üniversite öğrencisi (belletmen) hepsinden de mükemmel." Şerif Ali Bey, o öğrenciyi çağırır ve Montandon'un kendisi hakkındaki iltifatlarını söyler. Öğrencinin gözleri yaşarır ve "Ben Bingöllüyüm. Babam işçi. İstanbul'a çalışmak için geldik. İlkokuldan sonra okula devam edemedim. Buradaki işadamı büyüklerimizin açtıkları müesseselerde okudum. Üniversite tahsili yapmak için buraya geldim. Ben önceden Türkçe bile bilmiyordum. Bu müesseseler sayesinde hem Türkçe hem de Rusça, Moğolca ve İngilizce öğrendim. Eğer ortada bir güzellik varsa, bu, benden değil, bu imkânları oluşturanlardan geliyor." der.
Güzel hatıralarla dolu kitapta, Saadettin Başer, Zeki Hafızoğulları, Hikmet Savcı, Doğan Topaloğlu, Erdal Demir, Gülemre Aybars, T. Tamer Kumkale, Aydın Ecer, Willy Lehman, Altay Tokat, Ömer Çaha, Çinli Profesör Nelson Kiang, Henry Müller, Aysel Pekinel, Nuri Gürgür, Şahin Altıntaş'ın Asya'daki Türk kolejleri ile ilgili izlenimleri de yer almakta. Bu kitap, Fehmi Koru Bey'in takdimleriyle istifademize arz edilmiştir.
- tarihinde hazırlandı.