Yeni Diriliş ve Medeniyetin Şartları

İnsanlık tarihi kadar eski ve onun kaderinin ak yazısı sayılan böyle bir "ba'sü ba'del mevt"i günümüzde, biraz da bugünkü insanların düşünce ve kültür seviyeleri, insanî derinlikleri ve metafizik enginlikleri belirleyecektir. Yirmi birinci asra doğru gelirken çağımız, sürekli bir yorgunluk, bir tedirginlik, bir endişe ve bir çöküş sath-ı mâilinde oldu. Böyle bir durum, bazı kimseleri ümitsizliğe, inkisara sevketse de, bütün bütün karanlığa teslim olmamış kimselerde, vicdanlarının hürriyeti, düşüncelerinin saffeti ölçüsünde millî gayret ve samimiyet hislerini uyardı; uyardı ve dehâya denk pek çok istidâdın yetişmesine vesile teşkil etti. Hususiyle de üçüncü dünya ülkelerinde âdeta, bir Sûr sesi gibi müessir oldu ve ard arda değişik dirilişleri gündeme getirdi. Bu itibarla da bu ifritten asır, hem bugüne kadar hiç görülmemiş fenalıklara dâyelik yaptı, hem de bizim gibi milletlere âdeta bir amûdî yükseliş rampası ve bir açılım rıhtımı vazifesi gördü.

Şimdi bize düşen tek şey, ciddî bir sorumluluk duygusuyla, kendimiz olarak ve vakit fevt etmeden devletler muvazenesindeki yerimize koşmak olmalıdır. Zaten, böyle bir hedef söz konusu olmadığı takdirde, bu mevcut hâlimizle değil ilerlemek, yarınlara ulaşmamız dahi mümkün değildir.. evet bugün bizim için, iki alternatiften biri söz konusudur; ya ölesiye gayret ve dirilme; ya da kendimizi rahata, rehâvete salarak bir ebedî ölüme teslim olma!..