Fethullah Gülen Türkiye'ye dönecek mi?

Çamlıca'da bir cafe,

Üç arkadaş kendi aralarında konuşuyorlar.

Konu, Fethullah Gülen'in Türkiye'ye neden dönmediği...

İçlerinden biri ürperten bir itirafta bulunuyor.

- Türkiye'ye dönsün; gördüğüm yerde kafasına sıkar öldürürüm. Eğer davasında haklıysa ŞEHİT olur, yok değilse ben KAHRAMAN olurum!

Bu nasıl bir gözü dönmüşlüktür?

Tahmin edemeyeceğiniz kadar ciddi, böylesinden Allah'a sığınırım diyecek kadar gözü dönmüş...

"Hadi canım sen de!" ya da "Az bile demiş." diyebilirsiniz.

Gözü dönmüş bir caninin sözlerini buraya taşımanın anlamı var mı? Kim bu şekilde düşünebilir? İnanan insan bir başka insanı öldürmekten nasıl bahsedebilir? Diye bana sorarsanız cevabım çok net olur.

"İnsanlar çok tehlikeli bir kutuplaşmanın eşiğini çoktan geçti."

Bir müşteri ilk defa girdiği bir iş yerinde masanın üzerinde Zaman Gazetesini gördüğünde iyi ihtimalle alışveriş etmiyor, kötü ihtimalle tepki gösteriyor.

Fikir ayrılığı eşler arasında ayrılığa kadar gidiyor.

Aynı safta duran, aynı kıbleye yönelip aynı secdeye baş koyan yılların dostları selamı sabahı unutuyor.

Cemaatçi, AK Partili yakıştırmaları evde, işte, sokakta, mahallede ve dahası ülkenin her yerinde Fenerbahçeli Galatasaraylı deme rahatlığında yapılabiliyor.

Eğer bu türden örneklerin çok az olduğunu söyleyen birileri varsa, bilin ki o kişiler toplumdan uzak yaşayanlardır.

Allah göstermesin! Henüz farkında değiliz; ancak bu kutuplaşma böyle devam ederse yarın çok kötü şeyler olabilir. Ve bunun hesabını kimse Allah katında veremez.

Kötü şeyler olmaz mı diyorsunuz? Buna da cevabım çok net olur.

"Maalesef Türkiye'nin karanlık günlerini unuttuk." derim.

Evet, gelelim Hocaefendi'nin Türkiye'ye dönme meselesine,

Son yılların en çok konuşulan konularından biri oldu. Birkaç ay öncesine kadar Hocaefendi'nin dönmesini isteyenler O'nu gönülden sevenlerdi. Şu günlerde durum tam tersine döndü. Sevenleri, dönmesi için hiç olmadığı kadar uygunsuz bir zaman olduğunu düşünürken, sevenleri dışında (Sevmeyenleri demiyorum çünkü bugün sevmeseler de geçmişte olduğu gibi belki gelecekte de sevebilme ihtimalleri var!) Evet, sevenleri dışında geriye kalanlar "Bitir bu gurbeti dön gel artık!" Diyor.

Merak ediyorum; Hocaefendi Türkiye'ye dönse acaba evlerine misafir edip başköşede mi ağırlayacaklar?

Hadi sevenlerini anlıyorum. Çağrılarının sebebi birkaç kelime ile açıklanabilir. Sevgi, hasret, özlem...

Ya diğerleri? Diğerleri neden çağırıyor?

Örgüt lideri, haşhaşilerin başı, içi boş alim müsveddesi, ajan, virüs, inlerde yaşayan, paralel devlet denilen çetenin reisi, vaiz lobisi, İsrail ajanı, hain... Ve belki ilerleyen günlerde daha fazlasını duyacağımız yakıştırmaların yapıldığı kişiyle ne işleri olabilir ki?

Sahi, neden Türkiye'ye çağırıyorlar? Herhalde onlar da çok sevdikleri için çağırıyorlardır demek istiyorum ancak o durumda ortada hayati bir çelişki görüyorum. Başka seçeneklere bakmak lazım...

Bilinen adıyla cemaat kendi tabirleriyle Hizmet Hareketi, var olduğu günden beri kim ne derse desin, hangi iktidar dönemi olursa olsun, bu ülke için her zaman bir tehdit ve tehlike olarak görülmüştür. Dönem dönem yüzlerine gülünmüştür; ancak Yusuf misali ıssız kuyuların yanına gelindiğinde aşağıya itmek için arkasında o elleri görmüştür.

Bize düşen bu ülke için hep hayırlısını dilemek olmalıdır. Yüce Yaratıcı, bizim şer bildiklerimizin içine hayır, hayır bildiklerimizin içine de şerleri koymuş olabilir. Rabbim, yaşadığımız her durumun bir imtihan olduğunu unutturmadan, hepimizin bu imtihandan başarıyla geçmeyi nasip etsin.

Bu yazıyı bizzat başlığının cevabıyla kapatalım.

Hocaefendi Türkiye'ye döner mi dönmez mi ben bilemem; ancak size bu konuyla ilgili kesin bir bilgi verebilirim.

Bu şartlarda Türkiye'ye dönmeyeceği kesin...