Mandrake'nin sihirli pelerini
Bir anlığına farz edelim ki ‘paralel’ kavramı etrafında türetilen bütün suçlamalar, ciddi olup olmadığına bakılmaksızın işleme konuldu. ‘Paralel yapı’ ve bütün uzantıları tek tek deşifre edildi. Sadece sorumluları değil, onlarla vaktiyle selâm alıp verenler bile tek tek yakalanıp sulh ceza hâkimliklerine çıkarıldı, tutuklandı ve hapishanelere konuldu. Yapıyla ilgili bütün kurumlar kapatıldı, mal varlıklarına el konuldu.
Yani ‘cadı avı’ tamamlandı, ‘in’lere girildi... ‘Suç’ örgütü tamamen çökertildi!..
Öyle farz edelim ve gelin beraber düşünelim şimdi:
Geride, sadece paralel yapıyla izah edilemeyecek başkaca önemli konular var ama. Meselâ hukuk düzenimiz, neredeyse Tek Parti döneminin rejime bağlı mahkemelerini ve keyfî hukuk mevzuatını aratacak derecede geriye gitmiş durumda. Hukuk düzeni büyük yıkıntıya uğradı. Temel haklar konusunda büyük kayıplar yaşandı. Anayasal düzen, polis ve muhaberat devletine dönüşü mümkün kılan kanun yamalarıyla kimliksizleştirildi.
Parlamenter sistem ‘kanuni’ hamlelerle fiilî bir başkanlık sistemine dönüştürüldü. Bu tam bir başkanlık bile değil; çünkü Türkiye’de güçler ayrılığı kalmadı. Yargı ve yasama tamamen hükümetin denetimi altında. Özel mahkemeler kuruldu. Özel güvenlik birimleri oluşturulduğu yolunda haberler geliyor ve daha fenası önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerin sağlığı hakkında kimse iyimser düşünemiyor.
Bir başka değişmeyen gerçek Kürt meselesinin vardığı nokta. Hükümet, ülkede yaşayan herkesi tek tek ilgilendiren ve geleceğini etkileyen müzakereler konusunda son derece kapalı ve ketum davranıyor. Görüşmeler, parlamento denetiminden, basından ve kamuoyundan uzakta tam bir gizlilikle yürütülürken bölgede terör eylemleri yükselmeye devam ediyor. Hükümet, müzakereler esnasında kamuoyu desteğine karşı bıçak sırtında durduğunun farkında...
Türk ekonomisi hâlâ kırılgan yapıda; dış sermayeye bağımlılığı azaltacak temel tedbirler alınmadı, ekonomimiz “yevm’ün cedid, rısk’ün cedid”, yani günübirliğine politikalar yüzünden gerekli yapı sağlamlığından ne yazık ki çok uzak.
Artık kimseler yeni bir anayasa ihtiyacından söz edemiyor bile; unutulup gitti. Otoriter kanunlarla 1982 imzalı darbe anayasası, tek parti anayasasına dönüştü.
Dış politikamız paralel tehlikesiyle açıklanamayacak derecede kötü yönetildi ve yönetiliyor. AB topluluğuna karşı aramıza popülist ve kabadayıca demeçlerle büyük mesafeler konuldu ve kayıplar yaşandı. İslâm ülkelerinin çoğuyla Türkiye’nin arası berbat. Yanlış Suriye politikası Türkiye’nin başına ve geleceğine büyük dertler açtı.
Eğitim siyasetimiz komik ve vahim kararsızlıklar sebebiyle ağır şekilde partizanlık izlerine bulaştı, istikametini kaybetti.
Savunma politikalarında büyük git-geller yaşanıyor. NATO üyesi olmamıza rağmen Batı blokuyla güvenlik stratejilerinde gergin ilişkiler yaşıyoruz. Uzun menzilli füzeler konusunda Çin’le, enerji hatları ve nükleer ihalelerde Rusya ile karmaşık temaslar yürütülüyor. AB ile ilişkiler, tek adamın keyfine bağlı; bir gün iyi, ertesi gün fırtınalı!
Bu liste uzar gider ve açıkça görülür ki Türkiye’nin ‘paralel yapı’dan çok daha ciddi ve kalıcı meseleleri, bu yapının mahvedilmesiyle kendiliğinden ortadan kalkmaz, paralel safsatası sadece ve sadece Türkiye’yi gerçek gündeminden ve kalıcı meselelerinden uzaklaştırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.
Türkiye’nin güvenlik politikalarını paralel yapı belirlemiyor; ekonomisini paralelciler yönetmiyor. Dış politikayı tek başına tayin eden, hukuk düzenimizin beşinci sınıf 3. dünya ülkelerinden daha gerilere düşmesine sebep olan paralel yapı değil. Kürt meselesinin çözümünde PKK’yla, İmralı’yla veya Kandil’le paralelciler pazarlık yürütmüyor...
Paralel safsatası, gittikçe zorbalığa doğru kayan yönetimin kamuoyunu uyuşturmak için salladığı bir hokus-pokus pelerini. Bu pelerin, hükümetin bütün beceriksizliklerini, yanlış adımlarını ve vahim hatalarını görünmez kılmak için ustaca kullanılıyor. Paraleli mahvetmekle Türkiye’nin hangi kalıcı meselesinin kendiliğinden ortadan kalkacağını birileri izah etmeli.
Bu büyük yalana, bu kitle aldatmacasına kapılmanın faturasını günün birinde hükümet ödemeyecek, her vatandaş kaybedecek. Paralel safsatasının örttüğü kara delikte Türkiye’nin geleceği yutuluyor.
Kaynak: http://aksiyon.com.tr/ahmet-turan-alkan/mandrakenin-sihirli-pelerini-540296
- tarihinde hazırlandı.