Arapların Erdoğan hayal kırıklığı!
Paralel evren sakinlerine her şey yolunda görünse de gerçekler maalesef farklı. AKP iktidarında Türkiye’nin demokratik dönüşümünü destekleyen iç ve dış çevrelerin, bugün demokrasiden medya özgürlüğüne pek çok alandaki gerileme karşısındaki hayal kırıklığı çok büyük.
Hayal âleminde yaşayanlara göre Batı’da AKP’yi destekleyenlerin, şimdi tutum değiştirmesinin nedeni açık: Küresel güç olma yolundaki Türkiye’nin önünü kesmek. Dolayısıyla Batı’dan gelen eleştirileri dikkate almamalı. Türkiye asıl Ortadoğu ve İslam dünyasının gözdesi. Buralardan gelen, ülkemizi model olarak gören pozitif seslere bakmalı.
İki sene öncesine kadar böyleydi. Bölgede Türkiye ve AKP’ye duyulan sempatiyi, izlenimlerim ve algı anketi sonuçlarına dayanarak birkaç kez paylaşmıştım. Ama bugün tarihi, kültürel, dini bağlar ve ekonomik ilişkiler nedeniyle Türkiye’ye sempati devam etse de iktidarın gidişatı hakkında artık kaygılar önde. Beklentilerin yüksekliği oranında hayal kırıklığı da büyük.
Dün bölgedeki tüm ülkeler ve taraflarla iyi ilişkilere sahip olmakla övünen Türkiye’nin, bugün bazı ülkelerde büyükelçisi bile yok. İdealist bir yaklaşımla olsa da ülkelerin iç siyasetlerine gücümüzün ötesinde bir motivasyonla girmek bize pahalıya patlamış durumda. Mısır’da dışlanmış durumdayız. Ne hapishaneleri dolduran İhvan mensuplarını çıkarmaya gücümüz yetiyor; ne de İhvan’ı terör örgütü ilan eden yönetimi yumuşatmaya yarayacak bir ağırlığımız var.
Suriye’de Esed’le muhalefet arasında barışçı bir çözüm sağlayamayan Ankara, savaş ilan ettiği Esed’i devirmeyi de beceremedi. 10 binlerce cana ve milyarlarca dolarlık maliyete yol açan kaosun geleceği belirsiz. Bağdat’la ilişkileri geliştirmek için Maliki’ye karşı alttan alarak başlatılan normalleşme çabası da hala sonuçsuz. Ankara, Irak Kürdistanı’nın dünyaya doğrudan petrol satışını sağlayacak angajmanı nedeniyle ortada kalmış durumda. Katar dışındaki Körfez ülkeleri, AKP’nin İran’la ilişkileri, Mısır politikası ve “siyasi İslam” kayan çizgisi nedeniyle tedirgin. Geçen yazdan bu yana Türkiye’nin demokratikleşmeden uzaklaşan, yolsuzluklara bulaşan iç sıkıntıları da bunlara eklenmiş durumda.
“Erdoğan’ın Arap müttefiklerinin hayal kırıklığı” başlıklı yazısında El Arabiye kanalının başındaki Abdurrahman el Raşid, Türkiye’ye bakıştaki değişimi anlatıyor. Raşid’e göre sürekli bir kurtarıcı bekleyen Araplar, Saddam ve Nasrallah hakkındaki yüksek beklentilerini son dönemde Erdoğan’a çevirdi. Türkiye’deki başarılarıyla takdir toplayan Erdoğan, bölgesel çatışmalara müdahil oldu. Gazze’ye gönderdiği Mavi Marmara başarısızlığa uğrasa da Saddam’ın İsrail’e birkaç füze atması sonucu olduğu gibi Erdoğan da Arap halklarının gönlünü kazandı. Suriye’de Esed’e karşı açık tavır aldı. Ama bir sene sonra herkes hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü dünyanın 9. büyük ordusuna sahip olmasına ve büyük tehditlerine rağmen hiçbir şey yapamadı ve kınamalarla yetindi. Üstelik yolsuzluk soruşturması, Suriye’de insanları öldüren Baas rejimine arka çıkan İran’ın parasının Türkiye’de aklandığını ortaya koydu. İhvan’ı destekleyerek Mısır’da etkili olma hayali, Mısır siyasetinin çamuruna karıştı. Gül ilişkileri yumuşatmaya çalışsa da Türk elçisi Kahire’den ayrılmak zorunda kaldı.
Özellikle bakanlarının karıştığı ve İran’la altın ticaretinin de etkili olduğu yolsuzluk soruşturmasından sonra içeride de Erdoğan’a karşı düşmanlıklar artmaya başladı. Arap müttefikleri, yargı ve polisin kokuşmuş olduğunu ve Hizmet Hareketi ile ilişkide olduğunu, medyanın iktidara karşı olduğunu söyleyerek klasik savuşturma taktikleriyle Erdoğan’ı savunmaya çalışsalar da şu soruların cevabı yoktu: Yargı yolsuzluğa bulaşmış ve kötü ise nasıl Erdoğan’a tehdit oluşturan darbeci sivil ve askerlerden hesap sordu? Yargı, polisi ve medya yanlış yoldaysa Erdoğan 12 yıldır hangi devleti yönetiyordu? Hizmet, şüpheli ve ABD’den emir alıyor idiyse bunca yıl onunla niye ittifak kurarak ülkeyi yönetti? Hâlbuki sadece yargı, medya, polisi ve muhalefet değil, şimdi partisinden birçok önemli isim de Erdoğan’ın çizgisine karşı. Erdoğan, kayıt dışı İran paralarının ve bakan çocuklarının karıştığı yolsuzluk iddialarını soruşturan savcı ve polisleri dağıttı. Yargıyı kendine bağlayacak tedbirler aldı. Ve bu adımlarıyla tüm partileri karşısına aldı. Şimdi Araplar bir kez daha hayal kırıklığıyla karşı karşıya. Çünkü bu gidişatla, İsrail ve Esed’le savaşmamasına ve Mursi’yi görevine geri getirememesine rağmen çok sevdikleri “kurtarıcı Türk lider” hayalini kaybedebilirler.
- tarihinde hazırlandı.