Pako'nun Keyfi Yerinde
Ecevit'in Arnavutluk gezisi sırasında, orada bulunan Türk okulunu övmesi yine birilerini acayip rahatsız etti. Bir de Arnavutluk Cumhurbaşkanının 'Fethullahçı' olduğu iddiasını ortaya attılar. Rahatsızlıklarını da açıkça ortaya koydular. Rahatsız olmamak mümkün mü? Biz ki bir zamanlar 'Arnavutçu' veya 'Enver Hocacı' yetiştirmiş bir milletiz. Tutup bu saatten sonra da Arnavutluk'ta bizi bilen bir cumhur-başkanı varsa aşkolsun yani! Bu olayın Pako ile ne alakası var? Üstelik 'Pako kimdir?' diye merak ettiniz değil mi?
Pako kimse olmadığı için 'kimdir?' diye sormanız abes görünse de, aslında abes değil. Pako bir köpek, ama köpek muamelesi değil, insan muamelesi görüyor. Çünkü sahibi (arkadaşı desek daha doğru) Bekir Coşkun. Haftanın bir günü Bekir Coşkun'un gazetedeki köşesini işgal ediyor. Hatta ünlü aktrist BB'den faks mektubu alıyor. Coşkun, hassas bir yazar. Sadece köpeği Pako ile değil, kuduz olma ihtimali olan sokak köpekleri ile de yakından ilgileniyor. Ağlıyor, ağlatıyor...
Kimi zaman sokak köpekleri uğruna meslektaşlarıyla köşe dalaşına giriyor. Ama nedense, aynı Bekir Coşkun, Türkiye dışında okul açarak orada yaşayan Türk çocuklarıyla birlikte o ülke insanına sahip çıkan eğitim gönüllülerinin gayretlerini bir çırpıda yok saymanın yollarını arıyor. Bekir Coşkun'un köpeğine insan muamelesi yapmasına itirazımız yok; ama insanlara hiç olmazsa köpek muamelesi yapmaya kalkmasa. İçimiz rahat artık! Anadolu Ajansı'ndan bir haber: 'Antalya'da Türk Hava Kurumu tarafından gerçekleştirilen paraşüt kursuna katılanlar, uçmanın keyfini doyasıya yaşıyor. THK'nın uçağından kendini boşluğa bırakan kursiyerler, gökyüzünde süzülüp turistik kenti yavaş yavaş izleme fırsatı buluyor. THK Antalya Şube Başkanı Turan Eriş, bağışlanan kurban derilerinin boşa gitmediğini göstermek için bu gösteriyi yaptıklarını söyledi.' Tabii bununla da kalmamalı. Özellikle kuruluş yıldönümlerinde ve bu tip gösterilerin ardından şöyle limitsiz içkili kutlamalar da olmalı ki; içimiz limitsiz rahata ulaşsın. Kurbanlarımızın derileri maksuduna ulaşmış diye!..
Problem kimde? Kadın sütçüden süt almış. Yoğurt yapmaya çalışmış. Becerememiş, süt ziyan olmuş. Bir sonraki hafta sütçü geldiğinde sütçüye çıkışmış: 'Senin sütle yoğurt mayaladım. Olmadı. Sütün bozukmuş. Bana yeniden süt ver.' Her sabah ineğinin önünde diz çoküp sütü taze olarak satan sütçü bıyık altından gülümsemiş: 'Benim süt tazeydi. Bir kontrol etseydin, belki senin mayan bozuktur.' Pişman-iye Demirel 'Ben adamı anasından doğduğuna pişman ederim!' demişti ya, bu söz üzerine Aksiyon'dan Tırsak Beyefendi hatırlattı: 'Bazılarını pişmanlık kanunundan istifade ettirecek!' Ne ayak! 12 Eylül öncesinin tanınmış militanlarından Sarp Kuray ayağından kurşunla yaralanmış. Daha önce de yine ayağından yaralanmıştı. Birileri 'Bırak bu ayakları!' mı demek istiyor acaba?
Eğer öyleyse yanılıyorlar. Çünkü o ayakları çoktan bırakmıştı. Bir soru Kapanmış bir Fazilet Partisi'yle kapanmamış bir Fazilet Partisi arasında nasıl bir fark vardır?
Kim ne demiş? 28 Şubat Süreci'nin başlangıcı 31 Mart 1909'daki 31 Mart Derviş Vahdeti ayaklanması ile başlamıştır. Taylan Sorgun- Ortadoğu Erdal seni keseceğim. (Canlı yayında CNN Muhabiri Erdal Sağlam'a.) M. Ali Birand- CNN
- tarihinde hazırlandı.