Austwichz'i Unutma, Gazze'ye Yardım Et

Bu fotoğraf, tarihin en aşağılık soykırımlarından birinin yapıldığı Austwichz Toplama Kampı'nın kapısında çekildi.

Kapının üzerinde, Hitler'in ünlü sözü 'Arbeit macht frei', yani 'Çalışmak özgürleştirir,' yazıyor.

Austwichz'i Unutma, Gazze'ye Yardım EtGeçen hafta o ünlü Nazi filmlerinden içine tren yolunun girişi görüntüsünü hatırlayacağınız Birkenau ve Austwichz toplama kamplarını ziyaret ettim.

Kasvet, elinizi sallayarak dağıtabileceğinizi zannedeceğiniz derecede atmosfere yerleşmişti...

Kıyıcılığın, insanlık düşmanlığının izlerini gözlerimle gördüm.

Öyle ki, Austwichz'de gaz odasına gönderilen kadınların kesilen saçlarından oluşan devasa bir yığın ve bir gözlük dağı hala zihnimden çıkmıyor.

Büyük ihtimalle, soykırıma uğrayanların çoğunluğu okur yazar, aydın ve entelektüel olduğu için böyle bir gözlük dağı oluşabilmişti.

Austwichz'de 1.5 milyon Yahudi'nin nasıl yok edildiğini, dünya genelinde ise 6 milyon Yahudi'nin soykırımını insanlığın asla unutmaması gerekiyor.

İlginç olan, ve hakikatte hiç de ilginç olmayan ise Austwitchz'i, İslami duyarlılığı yüksek bir hareketin davetlisi olarak gittiğim Polonya gezisi kapsamı içinde görebilmiş olmam.

Fethullah Gülen Cemaati'ne yakın Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ile Abant Platformu'nun düzenlediği gezi kapsamında Austwitchz'e de gittik.

Sanırım 'Dinlerarası Diyalog' fikrinin en somut göstergelerinden biri gezinin bu durağıydı...

İlginç mi? Bugün yaşanan Müslüman-Yahudi gerginliğini düşünürsek, bir açıdan ilginç...

Ama, dinlerin insanı temel alan yaklaşımlarını düşündüğümüzde hiç de ilginç değil. Çok sıradan ve tam da olması gereken...

Abant Platformu ve Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iki yöneticisi Sayın Salih Yaylacı ve Sayın Faruk Tuncer'e bu gezi için teşekkür ediyorum.

Bu geziyi twitter'da yazdığım sırada ise, bazı ilginç tepkiler aldım. Kimi yazar ve gazeteciler, İsrail'in soykırımı, zalimce hareketlerine kılıf olarak kullandığını, bahane ettiklerini söyledi.

Olabilir.

Ama bunun zihni ve kalbi açık birine herhangi bir tesiri olabileceğini zannetmem.

Çünkü öncelikle ve örneğin Austwichz'de öldürülen kadınlar, çocuklar, yaşlılar, aman bizi bir gaz odasına soksunlar, bir güzel öldürsünler, sonra da İsrail bunu kullansın, diye düşünmediler.

Zaten ortada bir İsrail bile yoktu.

Sonra, Filistinlilere yapılan zulmü, çocuklara atılan fosfor bombalarını lanetlemek, o çocukların ellerinden tutabilmek için Austwichz'i unutmak, görmezden gelmek zorunda değiliz.

İnanıyorum ki, aksine daha çok hatırlamalıyız.

İslami duyarlığı yüksek bir başka grup, İHH isimli İnsani Yardım Vakfı, abluka altındaki Gazze topraklarına ilaç ve yiyecek götürebilmek için geçtiğimiz günlerde bir gemi satın aldı.

Birkaç gemi de Avrupa'dan kiralıyorlar.

Sanırım bu kez, Mısır üzerinden ablukayı deldikleri seferdeki gibi yalnızca AK Parti'li milletvekilleri olmayacak.

Ben bu seferde muhalefet partilerinden milletvekilleri de olacağını tahmin ediyorum.

İHH'ya da depremde tarumar olan Hıristiyan Haiti'ye yaptıkları yardımlar için de ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Bütün bunların Austwichz ile ne ilgisi mi var?

Çok var...

Ben hem Austwichz'de soykırıma uğrayanları hem de Gazze'de zulmedilen, katledilenleri hatırladığımız; bunlara göz yummuş olmayı kalbimizde bir suç gibi taşıdığımız zaman bu katliamların önüne geçebileceğimize inanıyorum.

Aksi takdirde, zulmün; dinleri de, ahlakı da, hukuku da yok sayan oyununu kıramayız diye düşünüyorum. Ben insanlığın Austwichz'i asla zihninden çıkartmaması gerektiğini söyleyen ve okurlarımı Gazze'ye muhakkak surette yardıma çağıran bir Türk ve Müslüman yazarım.

Türkler ve Müslümanlar hiçbir zaman soykırım yapmadılar, diye kendimize bir pay çıkartamıyorum. Yaşadığımız dünyada soykırım ve zulüm olduğunu, buna seyirci kalmamamız gerektiğini söylüyorum.

Sizce yanlış mı yapıyorum?