İnsanın Özündeki Sevgi
Gürcistan'ın tanınmış politika ve edebiyat eleştirmenlerinden olup Gürcistan Parlamentosu Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor Komitesi Başkanı Nodar Grigalaşivili, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 'İnsanın Özündeki Sevgi' isimli kitabını Gürcü diline çevirdi. Önsözüne de, 'Anneler Sadece Bizi mi Doğuruyorlar?' başlığını koydu.
Aslında bu sözü, 'Aluda Ketelauri' isimli eserin yazarı ünlü Gürcü yazar Vaja Pşavela söylemişti...
Nodar Grigalaşivili, Pşavela'nın bu eserinde geçen olayı özetleyerek kendi milletine ve hepimize çok güzel bir mesaj vermektedir.
Vaja'nın eserinin kahramanlarından biri Hıristiyan, birisi de Müslüman'dır. Müslüman Mutsal, tüfeğini Hıristiyan Aluda'ya doğrultarak ateşler. O da ona karşılık verir. Sonunda Mutsal yaralanır. Cesaretini kaybetmeden şifalı yeşil bir ot kopararak yarasının üstüne basar. Sonra iki yiğit oturup konuşurlar. Mutsal, Müslüman olmasına rağmen yiğitliğine ve mertliğine hayran kaldığı Aluda'ya başkasının eline geçmemesi için silahını emanet eder. Öldürmek zorunda kaldığı Müslüman'ın göstermiş olduğu yürekliliği ve cesareti karşısında dünyaya gözlerini açan bir insan gibi Aluda, tüfeğini almamakla beraber, 'Ey canına kıydığın yiğit/Tanrı sana rahmet etsin. (...) İyi (asil) bir soya sahipmişsin/Tanrı senin soyunu devam ettirsin.' diye dua eder. Sonra da üzgün bir şekilde evine döner. Halbuki bölgenin âdetlerine göre, başka bir dine mensup düşmanı öldürmek ve onun sağ elini keserek herkesin görebileceği bir yere asmak büyük bir şereftir. Onun için Aluda'nın yaptığını kabilesi yadırgamış ve ona yabancı muamelesi yapmaya başlamıştır. Aluda da onlara şöyle hitap eder: 'Bize göre, bu dünyada sadece biz varız. Analar sadece bizi mi doğuruyorlar?' Artık Aluda, diğer insanlara kabilesinin baktığı gibi bakmamakta; hepsine de Allah'ın yaratmış olduğu kulları gözüyle bakmaya başlamıştır.
Bu özetten sonra Nodar Grigalaşivili şöyle demektedir:
'Bütün dinler sevgi kaynaklıdır ve bütün kapıları açabilecek tek anahtar sevgidir. 'İnsanın Özündeki Sevgi' isimli bu kitabın yazarı Fethullah Gülen de bütün hayatını yukarıda bahsetmiş olduğumuz anahtarı yapmaya vakfetmiştir. Ben onu mütevazı ikametgâhında tanıma şerefine nail oldum. Halı döşemeli koltuğunda oturan bu nuranî insanın yüzünde büyük bir derinlik, gözlerinde ise hikmet hissediyorsunuz. Çok iyi ölçüp biçerek söylediği sözlerde hiçbir heyecana rastlamıyor, düşük bir tonla yapmış olduğu konuşmalarda manevî bir huzur ve sadelik gözlüyorsunuz. O anda, o insanın, dünyanın bütün mâlâyâni işlerinden sıyrılarak, mânevi bir yüksekliğe çıktığına inanıyorsunuz. (...) Fethullah Gülen Beyefendi'ye ait olan 'İnsanın Özündeki Sevgi' isimli bu kitabın Gürcü okurlarda, onu daha yakından tanıma isteği uyaracağına canı gönülden inanıyorum. Okuyucu bu kitapla, büyük ilim ve irfan sahibi, Ortaçağ'ın dervişi misali büyük hayat tecrübesiyle çağımızın diyalog elçilerinden biri olarak kabul ettiği bu büyük insanı tanıma cehdine girecektir. Eğitim ve öğrenimi gaye edinmeyen insanlar, yaşasalar dahi, ölüler arasında sayılmaktadırlar. İnsanoğlunun en büyük hülyası, eğitimli bir insan olarak yetişmek ve bilgilerini başkaları ile paylaşma eğilimi içinde olmalıdır.'
Hocaefendi'nin 'İnsanın Özündeki Sevgi' isimli eseri, komşumuz Gürcistan'da, eğitim gönüllülerimizin hizmetleriyle beraber aramızdaki sevgi ve dayanışmanın en büyük vesileleri olacağı kanaatini taşıyorum.
- tarihinde hazırlandı.