Malatya hadisesi düpedüz terördür

Malatya'da bir yayınevinde 3 kişinin öldürülmesini 'terör' olarak nitelendiren Fethullah Gülen 'bir mü'minin, mü'min olduğu halde cinayet işleyemeyeceğini' söyledi. Gülen, "Devlet ülkemizin ve dinimizin itibarını korumak için içimizdeki azınlıkların korunması adına her türlü tedbiri almak zorundadır." diye konuştu.

Konuyu 'herkul.org' internet sitesine değerlendiren Gülen, İslam dininde böyle bir vahşetin yerinin olmadığına dikkat çekti. Diyalog faaliyetlerine karşı çıkan kimselerin olur olmaz iftiralarla bazı safdil kişileri kışkırtmaya çalıştığının altını çizen Fethullah Gülen, "Bazıları sırf hasetlerinden, bazıları da hıyanet düşüncesiyle diyalog faaliyetlerine karşı çıktılar; hatta diyalog yolunu benimseyen samimi mü'minleri kilise evleri açmakla, İncil dağıtmakla ve misyonerlere yardım etmekle suçladılar, olmadık iftiralarda bulundular." dedi.

'Kalben inananlar din değiştiremez'

İslam'ı terk edip Hıristiyan olanların gerçekte bahsedildiği gibi çok olmadığını söyleyen Fethullah Gülen, Osmanlı'dan beri iç içe yaşayan ancak dini kimliğini saklayan Hıristiyan veya diğer dinlere mensup kişilerin kendi dinlerini açığa çıkartarak kütüklerine kaydettirdiklerini belirtti. Camiye giden, namaz kılan ve oruç tutan, kalben inanan kimselerin din değiştireceğine inanmadığını söyleyen Gülen, Hrant Dink cinayeti, rahip Santoro'nun öldürülmesi ve Malatya'daki saldırının eşinin 14 asırlık İslam tarihinde görülmediğini kaydetti. "Dini adına bu cinayeti işleyenler utansınlar." diyen Gülen, şöyle konuştu: "Nebi'yi utandıran davranışlarından dolayı utansınlar. Uluslararası hukuk açısından yaşananlar kötü kapılar açar. İngiltere'de, Almanya'da Müslümanlar var. Orada münferit hadiseler oluyor. Yaşananları siz telin ediyorsunuz. Böyle yaparsanız onlardan ne farkınız var?" Gülen, 'İncil dağıtılmasından rahatsız olan kimseler, muhataplarına Kur'an'ı ve insanlığın iftihar tablosunu anlatmayı hiç denediler mi acaba?' diye sordu.

Son dönemde sıkça konuşulan derin devlet konusuna değinen Gülen, şunları söyledi: "Derin devlet diye bir şey var. Bunlar belli hedeflere ulaşmak için meşru-gayri meşru her yolu değerlendiriyor. Bazıları silaha, adam öldürmeye yemin ediyor. Bazı çocuklar dolduruşa gelebilir. Devlet bunlara tedbir almalı. Türkiye, dünyanın güven ülkesi olmalı. Sadece kanun maddelerinde laik, demokratik ülke demekle olmuyor. Herkes rahat olmalı. Demokratik ortamda yaşamalı."