İşte suç aleti: 2 makale 1 haber

Silahlı mücadele isteyen adama sarıldılar

Basın özgürlüğünü hedef alan 14 Aralık operasyonunda savcılar, gazetecileri haber ve köşe yazılarıyla suçluyor. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'yı 'terör örgütüne üye olmakla' itham eden savcı, suç delili olarak ise 2 köşe yazısı ve Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir sohbet metninin yayımlanmasını gösterdi.

Özgür basını susturmak için 14 Aralık'ta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan gazetecilere yöneltilen suçlamalar, aslında gazetecilik faaliyetinin yargılama konusu yapılmak istendiğini ortaya koyuyor. Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın avukatı Gazi Tanır, müvekkili hakkında delil diye sunulanın 2 köşe yazısı ve 1 haber olduğunu söyledi. İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Tanır, mahkeme sorgusuna sabah 9.00'da başlanılacağı belirtilmesine rağmen 10.30'a kadar beklenildiğini ifade etti. Tanır, "Avukatlar olarak savunma yapabilmemiz için, sevk maddelerini bilmemiz gerekir. Bunu mahkeme safahatında öğrendik. Hâkim bey 'kısıtlama var' dedi, göstermedi. Türkiye'nin en büyük gazetesinin genel yayın müdürü bir maddeyle sorgulanıyor, ama bunu dosyasında göremiyoruz." sözleri ile yaşanan hukuksuzluğa tepki gösterdi.

Avukat Tanır, Ekrem Dumanlı'nın ifade süreciyle ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. Dumanlı'nın, hâkime ne ile suçlandığını sormasının üzerine cevap olarak "Terör örgütüne üye olmak, iftira, hürriyeti tahdit" denildiğini aktardı. Ardından Dumanlı'nın "Maddi deliliniz nedir?" diye sorduğunu, aldıkları cevabın ise, "Gazetede yayınlanan 2 köşe yazısı ve Hocaefendi'nin bir sohbet metninin gazetenin 3. sayfasında yayınlanması." olduğunu kaydetti. Tanır, Ekrem Dumanlı'nın ifadesinde Hocaefendi'nin konuşmasının Zaman'ın yanı sıra daha geniş şekilde Vatan Gazetesi'nde de yayımlandığına ve Ertuğrul Özkök'ün ise söz konusu sohbeti Hürriyet'teki köşesine taşıdığına dikkat çekerek, "Birilerine talimat veriliyorsa, o zaman onların da buraya gelmesi lazım." dediğini anlattı.

Örgütle alakalı yazıların ve sohbetin, 2009'da yapıldığını fakat soruşturmanın 2008'de başladığını belirten Tanır, bir sene önce MİT ve Emniyet'in zaten araştırma yaptığını dile getirdi. Tanır, "Soruşturmayı yapan kim, Emniyet Genel Müdürü Kağan Köksal. Açıklamayı dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler yapmış. Böyle bir örgüt varsa, onların da buraya gelmesi lazım. Dosya tamamen boş, birinci sınıf hukuk öğrencisine versen, bu ne biçim dosya diyecektir. Hele Ekrem Bey'e yüklenecek hiçbir şey yok. Durumu kamuoyuna bırakıyoruz." şeklinde konuştu.

Örgüte değil, medya derneklerine üyeyim

Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, sulh ceza hakimliğindeki savunmasında da önemli açıklamalarda bulunduğu öğrenildi.

Dumanlı'nın hakkındaki silahlı örgüte üye olmak suçlamasını büyük bir üzüntü ile karşıladığını belirten avukatları, "Silahlı örgüte değil, dünyaca tanınmış medya derneklerine üyeyim." dediğini ifade etti.

Özgür basını susturma operasyonu kapsamında mahkemeye sevk edilen isimlerin ifade işlemleri dün saat 10.30 sularında başladı. 1. No'lu Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun'un yaptığı sorgu, Ekrem Dumanlı ile başladı. Dumanlı'nın, ifadesi yaklaşık 1 saat sürdü. Dumanlı'nın avukatlarından alınan bilgiye göre, sorgulama şöyle gerçekleşti: Hâkim Bekir Altun, Dumanlı'ya, Zaman'da yayımlanan haber ve iki köşe yazısından ötürü suçlandığını anlattı. Söz konusu suçlamaların kendisi ile alakalı olmadığını vurgulayan Dumanlı ise, "Bunun benimle ne alakası var. Ahmed Şahin ve Hüseyin Gülerce yazı yazmış. Hocaefendi'nin herkul isimli internet sitesinde halka açık konuşması Zaman'ın 3. sayfasında yayımlanmış. Bundan başka bir şey yok. Bu nasıl bir şeydir ki hiç ortada olmayan bir silahlı terör örgütü ile irtibatlandırılıyorum. Bu ne saçmalıktır." dedi.

Hakkındaki suçlamaları büyük bir üzüntü ile dinlediğini kaydeden Dumanlı, bugüne kadar 12 kitap yazdığını ve dünyanın tanınmış medya derneklerine üye olduğunu aktardı. Ardından, "20 yıllık gazetecilik hayatımda teröre müsaade etmediğim gibi kendim de terör örgütü üyesi olmadım. Ağır ve mesnetsiz bir iddiadır. Bu ağır iddiayı somut delillerle yapmalı. Bu iddiaları şiddetle ve nefretle reddediyorum." diye konuştu.

Kendisinin gazetede çıkan her haberi kontrol etmesinin imkansız olduğunu vurgulayan Dumanlı, Hocaefendi'nin sohbetlerinin sadece Zaman'da değil, Türkiye'nin bütün gazetelerinde dikkat çektiği takdirde yayımlandığını söyledi. Söz konusu haber ve köşe yazılarına ilişkin hiç kimsenin tekzip veya düzeltme talebinde bulunmadığını da hatırlatarak, "Eğer bu bile insanları rencide etmişse bize tekzip gönderebilirlerdi. Ama bize herhangi bir açıklama gelmedi." ifadelerini kullandı. Ekrem Dumanlı, söz konusu 2 köşe yazısı için kimseden talimat almadıklarının da altını çizerek şöyle devam etti: "Ertuğrul Özkök de 'Tahşiye' konulu yazı kaleme aldı. Eğer 'Tahşiye' ile alakalı yazı yazmak suç oluyorsa Özkök'ün buraya davet edilmesi gerekir. Ben bununla ilgili yazı yazmadım, yazanlara da talimat vermedim. Peki suç ne burada? Bütün suç buysa Türkiye'yi dünyaya rezil etmeyelim. Başka bir suç varsa bileyim. İftirayı kime yapmışım? Yazıda isim geçmiyor. Siyasi konulara yargı alet edilmemeli. İki yazı, bir haberden dolayı benim gözaltına alındığımı kimse dünyaya izah edemez."