Geoffroy: "Hizmet Hareketi yeni bir dünya inşa ediyor"

Geoffroy: Hizmet Hareketi yeni bir dünya inşa ediyor

Dünyaca ünlü suifzm uzmanı Prof. Dr. Eric Geoffroy, Hizmet Hareketi'nin daha çok tanınırlık kazanmasının dünya ve müslüman alemi açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Senegal'in başkenti Dakar'da düzenlenen “Globalleşen Dünyada Ortak Paydaları Bulmak: Gülen Hareketi'nin Katkıları” konferansında “Sufizm ve küreselleşme” konulu bir sunum yapan Geoffroy Hizmet Hareketi'yle ilgili gözlemlerini Zaman France'a anlattı.

Senegal'de Hizmet Hareketi üzerine düzenlenen bir konferansta sunum yaptınız. Hizmet Hareketi ve Afrika'daki izdüşümleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Gün geçtikçe Hizmetten daha da çok bahsedilir oldu. Bazen hareket hakkında negatif yorumlar da yapılıyor. Ancak, hareket içinde tanıdıklarım olduğu için Hizmet Hareketi'nin ne olduğunu ve ne yapmak istediğini biliyorum. Örneğin Senegal’de birçok yerden davetli vardı. Senegal Başbakanı'nın açılış programına katılmakla kalmayıp, o akşam bizimle yemek yemesi Gülen hareketinin Senegal’de ne kadar ciddiye alındığının, nasıl bir sempati kazandığının en büyük deliliydi. Tasavvuf ve küreselleşme benim için önemli kavramlar, acaba küreselleşme gerçekten de herkesin lehine mi işliyor? Küreselleşmeyle gelen dengesizliklerin skandal denilebilecek sonuçları da var. Bunları eskiden fark etmezdik ama artık bilinen gerçekler oldu. Her şeyden önce küreselleşmenin ekonomik bir tarafı var, finansal, materyalist, liberal sistemle paralel işleyen bir süreç. Globalleşme sürecinin içindeyiz, o zaman bu sürecin pozitif olması için katkıda bulunmak lazım, bu sebeple tam bu noktada hareketin olması çok önemli. Hizmet Hareketi Merkantilist, finansal küreselleşmeye karşı, manevi ve etik bir küreselleşme modeli sunuyor. Sufi cemaatlerin içinde genel bir şuurlanma görüyorum. Modern maddi pozitivist bir dünyanın sonunda olduğumuzu düşünüyorum. Gülen'in temsil ettiği şey çok büyük, dünya çapında hizmet etme düşüncesi bulunan Fethullah Gülen gibi insanların çok az olduğuna inanıyorum. Zannediyorum bu tür insanlar, neyin ne zaman geleceğini iyi görüyorlar, her şeyi tamamıyla  söylemese de, bir dünyanın sonunu görüyor ve yeni dünyayı hazırlıyorlar. Paylaşımcı, ahlaki, manevi değerlere dayalı yeni bir dünya. Bana göre bu hareket, temelinde paylaşmak olan, ahlaki ve manevi değerler üzerine oturan yeni bir dünya inşa ediyor.

Gülen Hareketinin çok takdir ettiğim bir özelliği var. İslami değerlere çok iyi sahip çıkıyor ve hareketin merkezinde manevi değerleri tutuyorlar. Bu değerler onlar için ne bir slogan, ne de bir ideoloji. Hareketin temelleri hiç şüphesiz manevi değerlerden oluşuyor. Bu hem benim, hem de Senegal halkının sempatisini topladı. Hareketin görünürlüğü net olmalı ve kapalı bir sistem olmadığını daha çok göstermeli. Çünkü Hizmet gibi hareketler İslami değerlerini gizlemeye çalışırlarsa o zaman sadece Batı'nın anladığı gibi bir İslam imajı görülecek. Yani cihada dayalı bir İslam modeli. Maalesef Müslüman dünyasında bazen aşırı ideolojik kesimler ve yaklaşımlar görüyoruz. Tüm bunları göz önünde bulundurursak hizmetin İslami görünürlüğü çok önemli ve böyle devam etmeli, yani slogan yapmadan.

Cihatçılık ve selefiliğin gerçek İslam dini ile hiçbir alakası yok. Bu insanların İslam hakkında bildikleri fazla bir şey yok, çünkü İslam’a bakışları çok bulanık ve anlamsız, İslami doğru anlamıyorlar. Cihadist yaklaşımlar altında dinle hiç alakası olmayan tutumlar var. Şu an ki yaşadığımız devir, bir geçiş süreci sancılı bir devir fakat kısa bir süre içinde güzel şeyler olacak diye düşünüyorum. Ama o zamana kadar insanlık çok zor bir süreçten geçecek, çok uzun sürmeyebilir  ama  bazı kırılmalar olabilir...

İşte tam da bu süreçte düzgün şekilde hareket etmek için, insanlığı etkileyen doğru yollar kullanılmalıdır. Kesinlikle Hizmet Hareketi başından beri çok önem verdiği eğitim modeliyle en doğru yoldadır. Eğitimin, dünyanın değişiminde en önemli unsur olduğunu düşünüyorlar. Bana göre de, dünyayı değiştirmek istiyorsanız oradan başlamalısınız. Yeni ve doğru nesil, ancak ve ancak düzgün bir eğitimden ortaya çıkar. Muhterem Fethullah Gülen bunu çok iyi biliyor. Bunu çok iyi bildiğinden dolayı da eğitim ve gençler için bu kadar uğraş veriyor. Hizmet Hareketi'nin etkisi, sahada, eğitim alanında, uluslararası bir çapta görülüyor. Fethullah Gülen bulunduğu zamana göre hareket ediyor, tıpkı Said Nursi gibi. Bana göre Said-i Nursi ve Fethullah Gülen aynı, yani bir manada birbirinin devamı sayılabilecek şahsiyetler. Yörüngeleri bir ama çağımıza adapte olmuş şekilde. Gülen de Said Nursi gibi bir manevi lider. Bu açıdan baktığımızda hareketin tam bir asırlık tarihi var. Bence Gülen, bu büyük ve geniş hareketi kendi kişiliğine mal etmemek için çok çaba sarf ediyor. Türkiye’deyken de  çok başarılıydı, yani bir enerjisi var, ihlaslı, samimi çok basit bir hayatı var. Bir kaç yıl içinde bu kadar önemli bir hareket haline geldiğine göre, arkasında mutlaka manevi bir şeylerin olması lazım.

Hareketin geniş kitlelere ulaşmasının temel nedenleri sizce neler?

Buna verilecek tek bir cevap var : Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendi’nin ihlası. Tüm bunların yanında Fethullah Gülen’in Amerika’da bulunmasını çok anlamlı buluyorum. Türkiye’ye dönüşü zor olsa bile, ABD’de daha serbest. Dünyanın en dinamik bölgelerinden bir tanesinde kalıyor, modernitenin içinde yaşıyor. Yani Doğu-Batı ikilemi içinde değil. Ahlaki bir hareketin liderinin Batı’da yani ABD’de yaşamasını çok enteresan buluyorum.

İnsanlar bütün farklı kesimlerin bu diyalog ve barış çalışmalarından yararlanması için neler yapmalı?

Hareket, fikirlerin zorla dayatılmamasına özen gösteriyor. Siyasi hareketler din için büyük risk taşıdığı için siyasi söylem ve yaklaşımlara girmiyor ve girmemeli. İnsanların gönlüne girebilmek için fikirlerin tutarlı ve mantıklı olması lazım, yoksa karışıklık meydana gelir. Hizmet Hareketi'nin okullar bünyesinde çocuklara gösterdiği pedagojik bir yaklaşımı var. Bunu daha da genelleyip yetişkinlere de göstermesi lazım. Müslüman dünyası tam bir araştırma faslında iken Arap devrimi oldu. Moderniteyi, laikliği ve dini nasıl birlikte yaşayabildiği için Türkiye, bu anlamda Arap ülkeleri için bir model olmuştur. İnsanlar arasında bir uzlaşma var artık. Türkiye gelişen ve hareket halinde olan bir ülke. Chirac 10 yıl önce Türkiye’nin AB adaylığını destekliyordu. Hatta "Türkiye AB'ye girer" diyordu. Onun için doğal bir şeydi. 10 yıl, 15 yıl sonra, 90 milyona yakın nüfusu olan Müslüman bir Avrupa ülkesi olabilir. Bunun yanısıra ekonomik boyutunu düşünün, bir taraftan Avrupa Birliği üyesi Yunanistan batarken, Türkiye yardımsız bir şekilde ayakta duruyor ve gelişmeye devam ediyor.

Bu hareketin sizce İslam ve Müslüman pedagojisine ve eğitim anlayışına faydaları var mıdır?

Gülen okulları gerçekten eğitilmiş insanlar tarafından çalıştırılıyor.  Aynı zamanda Müslüman dünyasının da ötesinde eğitimciler oluşturmak gereklidir. Daha geniş bir halka oluşturulmalı. Bu genişlik Hizmet'e zenginlik katar. Aksi takdirde hareket daha çok kendi içine kapanabilir. Aklımıza bir soru takılıyor. Fransız olarak sorduğum bir soru : Bu hareket çok Türk değil mi? Çünkü bir devlete bağlıysa ve bu devlet şovenist ise bir sorun. Yani bugünkü Türkiye epey milliyetçi. Başka devletlerde de bu boyut var ancak Batı'da milliyetçi söylem daha az. Biz ilk başta hareketi anlamakta zorluk çektik. Türkiye’yi ziyaret ettiğimde Türklerin çok iyi organize olduklarını gözlemledim. Strasbourg‘ta da  hareketle birlikte bir şeyler yaptık. Bu eğitim ve diyalog faaliyetlerinden Müslüman veya Müslüman olmayan toplumların faydalanması hem onlar için hem de hareket  için çok faydalı olur.

Eric Geoffroy kimdir?

1956 yılında Belfort’da dünyaya gelen Fransız filozof ve Sufist Prof. Eric Geoffroy, İslam ve sufizm hakkında onlarca kitap, makale ve yazıları yayınladı, birçok ülke ve üniversitelerde konferans verdi. Türkçe tercümesi de yapılan kitaplarının yanında sufizme giriş kitabi ABD’de ödül aldı. Fransız uzman, Strasbourg Üniversitesi'nin dışında Barcelona Katalan Üniversitesi ve Belçika’da Leuven Katolik üniversitelerinde de ders vermeye devam ediyor.