Sabah ve Takvim’den mahkeme tescilli yalan

Sabah ve Takvim’den mahkeme tescilli yalan

İpek Ailesi’nin Ankara’da yaptırdığı ev için ocak ayında “Gülen için hazırlanıyor” yalanını uyduran iki gazete yasa dışı yollarla aynı yalanı yeniden haberleştirdi. Mahkemenin tekzip kararını bile yayınlamayan Sabah ve Takvim ekibi, helikopterle evin tüm detaylarını mahremiyet kurallarını ayaklar altına alarak fotoğrafladı.

İftira ve yalan haberciliği alışkanlık haline getiren Sabah ve Takvim gazeteleri ‘malikane’ yalanının mahkeme kararıyla alınmış tekzibini yayınlamadan yeni bir yalan habere imza attı. İpek Ailesi’nin Ankara İncek’te yaptırdığı ev için geçtiğimiz ocak ayında “Fethullah Gülen için hazırlanıyor” yalanını uyduran iki gazete yasa dışı yollarla aynı yalanı yeniden haberleştirdi. Sabah ve Takvim ekibi helikopterle evin tüm detaylarını mahremiyet kuralları ayaklar altına alınarak fotoğrafladı. Hukukçular ise iki gazetenin sadece yalan haber yapmakla kalmadığı aynı zamanda Türk Ceza Kanunu’na göre de suç işlediğini kaydetti.

Çifte yalanlama

Sabah ve Takvim gazeteleri yalan haberi ilk olarak 23 Ocak’ta yayınladı. Sabah yalan haberi “Bu saray kimin” başlığıyla verirken, Takvim’de ise yalan haberin başlığı “Gülen Saray” şeklinde yer aldı. İki gazete Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Türkiye’ye dönüşünde İpek Ailesi’nin yaptırdığı bu evde kalacağı yalanını uydurdu. Yalan haber aynı gün evin sahibi Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek tarafından, ardından da Fethullah Gülen Hocaefendi’nin avukatı Orhan Erdemli tarafından yalanlandı.

İftirayı olağan gören anlayış

Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek açıklamasında Sabah ve Takvim gazetelerinde resimleri yayınlanan çiftliğin yaklaşık kırk yıldan beri İpek Ailesi’ne ait olduğuna dikkat çekmiş, “Eskiyen ve zaman içerisinde kullanılamaz hale gelmiş olan binalar gerekli ruhsatlar alınarak başta annemiz olmak üzere tüm İpek Ailesi için yeniden inşa edilmiştir. Yalan söylemeyi, iftira atmayı olağan gören bu anlayışı vicdan sahibi olan tüm kamuoyunun takdirine sunuyorum” demişti.

Hukuku takmadılar

İpek Ailesi’nin başvurusu üzerine mahkeme yalan haberle ilgili tekzip metni yayınlanmasına karar verdi. Ancak Sabah ve Takvim gazetesi tekzip metnini yayınlamadı. İki gazete Hocaefendi’nin avukatının başvurusu üzerine Bursa ve İstanbul’daki ‘malikane’ yalanıyla ilgili mahkemenin tekzip yayınlama kararını da uygulamadı. Tekzipleri yayınlamayarak hukuku takmayan Sabah ve Takvim gazeteleri, 6.5 ay sonra aynı yalana yeniden sarıldı. İlk yalan haberde olduğu gibi yine helikopterle yasa dışı bir şekilde Ankara İncek’teki evin tüm detayları fotoğraflandı. TC080 kuyruk numaralı helikopterle çekim yapıldı. Ardından mahkeme kararıyla tekzip edilen “Saray Gülen için hazır” yalanını dün haber diye verdi.

Akın İpek’in avukatının başvurusu üzerine İstanbul 24. Sulh Ceza Mahkemesi 14 Şubat 2014’te iki gazetenin bir önceki iftira haberi için tekzip yayınlanmasına karar vermişti.

Helikopter kimin?

Yalan haber için kullanılan helikopter de ayrı bir tartışma konusu oldu. Akıllara “TC080 kuyruk numaralı helikopter kimin? Sabah Grubu’yla bu helikopterin ne alakası var? Yapılan suç değil mi” sorularını getirdi.

Hocaefendi’nin avukatı: Tamamen Uydurma

İpek Ailesi’nin Ankara’daki ev inşaatından sonra sırasıyla Bursa ve İstanbul’da boğaza nazır başka büyük ev inşaatlarını da Sabah ve Takvim gazeteleri Hocaefendi için hazırlandığı yalanını uydurdu.

Art arda uydurulan malikane yalanlarının ardından Hocaefendi’nin avukatı Orhan Erdemli de yaptığı açıklamada, “Fethullah Gülen için saraylar, yalılar yapıldığı yönündeki haberler tamamen uydurma ve gerçek dışıdır.

Sayın Gülen, telif gelirleriyle müreffeh bir hayat sürme imkânına sahip olduğu halde hiçbir zaman mal, mülk edinmemiştir.

Mal, mülk edinecek, ihaleleri takip edecek çocukları olmadığı gibi; kardeşlerini dahi mülk edinmekten menetmiştir” diyerek iki gazetenin haberini net bir şekilde yalanladı.

Basın Konseyi’nden kınama cezası

Basın Konseyi Yüksek Kurulu 19 Şubat 2014 tarihinde yaptığı toplantıda malikane yalanını uyduran Takvim gazetesine “kınama” cezası verdi. Kurul, iddianın herhangi bir araştırma veya somut veriye dayanmadığını ve haberdeki iddiaların muhatabına ya da vekillerine sorulmadığını kaydetti.

Bu nedenle Takvim gazetesinin “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın ve doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz” ilkesini ihlal ettiğine oy birliğiyle hükmetti. Ayrıca gazetenin cevap ve düzeltme metnini yayınlamayarak “Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar” ilkesini de ihlal ettiğine oy birliğiyle karar verdi.

Yapılan, Türk Ceza Kanunu’na göre suç

Hukukçular Sabah ve Takvim gazetelerinin yaptığı fiilin Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) üç maddesine göre suç oluşturduğunu belirtti. Yalan haberler ve hazırlama süreciyle ilgili olarak TCK’nın ‘işkence ve eziyet’, ‘kişilerin huzur ve sükununu bozma’ ve ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçlarının işlendiğine işaret etti. Suçun 24 yıla kadar hapis cezasını gerektirdiğini kaydetti.

Eziyet ve işkence

TCK’nın ‘işkence ve eziyet’ suçlamasını düzenleyen 94’üncü maddesine atıf yapan hukukçular, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama ve idare yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan 12 yıla kadar hapis cezasının ön görüldüğünü vurguladı.

Huzur ve sükûnu bozma

TCK’nın ‘kişilerin huzur ve sükûnunu bozma” suçunu düzenleyen 123’üncü maddesinin de Sabah ve Takvim ekibi tarafından ihlal edildiğini ifade eden hukukçular, ilgili kanunun “Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla, telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir” hükmünü hatırlattı.

Özel hayatın gizliliğini ihlal

Yalan haber için yine TCK’nın “Özel hayatın gizliliğini ihlal” suçunu düzenleyen 134’üncü maddesinin de ihlal edildiğini belirten hukukçular, kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimsenin bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağını kaydetti. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağını vurguladı.

2012 yılında bu maddeye yapılan eklemeye de dikkat çeken hukukçular, kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimsenin iki yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasının öngörüldüğünü ifade etti. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde aynı cezanın verileceğini hatırlattı.

Aynı yalanı aynı yöntemle iki kez gerçekleştiren Sabah ve Takvim ekibinin suç tekrarında bulunduğunu belirten hukukçular, cezanın da ona göre katlanacağını vurguladı.

Sabah ve Takvim yalan söylüyorlar

Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, Sabah ve Takvim gazetelerinde çıkan yalan haberlerle ilgili bir açıklama yaptı.

Sabah ve Takvim gazetesini yönetenler yine yalan haber yaptırmışlar. Daha önce tekzip ettiğim, yalan olduğunu açıkça ilan ettiğim halde yine helikopterle 40 yıllık evimizin üstüne çıkıp fotoğraf çekmişler.

Hukuk ve vicdan yerlerde

Hacı annemin ve ailemin yaşadığı, mahremiyetimiz korunsun diye çevresine duvar ördürdüğüm evin üzerine çıkıp mahrem namahrem demeden fotoğraflarını çekip gazetelerine basmışlar.

Ahlak, hukuk, vicdan, yerlerde sürünüyor...

Son zamanlarda kamuoyunda çok konuşulduğundan bilinçaltlarına yerleşmiş olmalı ki, havuzun dolu olup olmadığını da kontrol etmişler.

Her şeyden önce, Hocaefendi’nin yaşantısını kendisini ziyarete gidenler bilirler. Onun böyle bir yaşamı yok, böyle bir yaşama arzusu da yoktur.

Tebessümü de, hüznü de, yaşamı da insanlık içindir Allah (CC) rızası içindir.

Akıl tutulması yaşamak!

İkincisi, yönettiğim tüm grup şirketleri şeffaftır. Ulusal ve uluslararası denetim kurumları tarafından denetlenir. Şahsım veya yönettiğim şirketlerin herhangi bir grubun finansörü olduğu iddiası alçakca bir yalandır. Bugüne kadar devletimize bağışladığımız eğitim kurumları ortadadır...

Üçüncüsü, eğer suç işleyen biri varsa, bulunsun cezalandırılsın.

Içinde bir suçlu var iddiası ya da düşüncesi ile bütün köyü katleden aklı tutulmuş insanlar gibi, samimi insanlarla dolu bütün bir camiayı imha planları yapılıyor. Bilin ki Allah’ın da (CC) bir planı vardır.

Mübarek Ramazan ayı vesilesi ile bir hatırlatma yaparak bitireyim... Bakın iftira atanlarla ilgili olarak Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyuruyorlar ki:

‘Mirac Gecesi’nde, bakır tırnakları olan bir kavme uğradım. Bunlarla yüzlerini (ve göğüslerini) tırmalıyorlardı. Ey Cebrail! Bunlar da kim?’ diye sordum. Bunlar, dedi, insanların etlerini yiyenler ve şereflerini payimal edenlerdir.

Artık, inanıp inanmamak size kalmış.

Akın İpek