Müslüman'ın Bir Entelektüel Olarak Portresi

Ali Ünal'ı köşe yazılarından biliyorsunuz. Ben bir televizyon programında tanımıştım. Bundan 5-6 yıl önce, yol açıcı bir eser olarak önemsediğim fakat ileride Ali Ünal'ın daha kuşatıcı bir biçimde yeniden kaleme alacağını umduğum M. Fethullah Gülen - Bir Portre Denemesi adlı kitabını anlatıyordu. 'Beyaz cam'da o gece entelektüel birikiminden çok duruşu, mütevazılığı etkilemişti beni.

O güne dek fark edememiş olmama hayıflanarak Ali Ünal'ın her yazdığını izlemeye çalışmam böyle başladı. Kimi vakit cesurca özeleştirilerden kaçınmadığı, ezber bozan köşe yazıları her titiz okurun dikkatini çekmiştir. Dilerim, o yazılar bir gün kitaplaşır. Bu dileğimi paylaşanlara iyi bir haberim var: Gazete yazıları olmasa bile Ünal'ın farklı dergilerde yayımlanmış yazılarını da içeren bir kitabı bugünlerde okura ulaştı. Din Etrafında adını taşıyan kitap, geçen yıl İngilizce ve Türkçe yazdığı iki ayrı Kur'an meâli yayımlanan Ali Ünal'ın entelektüel portresini çiziyor aslında.

Kitap, daha çok modern dünyada Din'in yanlış anlaşılmasının sebepleri üzerinde duruyor. Yakınında bulunduğu 'tatlı su kaynağı'nın değerini çok iyi bilen ve kanımca, günümüzde Risale-i Nur'u en iyi okuyanlardan biri olan Ali Ünal, Kur'an'a vukufiyetiyle, modern hayat/din sorunsalına vahiy temelli yaklaşıyor. Özellikle kitabın ilk iki bölümünde bilimsellik zırhıyla İslam'a ve onun mesajına cahilce yaklaşanlara, dinî tecrübeden uzak bir sistem zanneden teologlara, "ellerindekiyle sevinip gidenler"e gereken cevabı veriyor. Bunu yaparken de Freud'dan İbn Arâbî'ye, Descartes'tan Bediüzzaman'a kadar geniş bir zihin coğrafyasının içinde dolaştırıyor okuru. Denebilir ki, Ali Ünal dinler tarihini titizlikle incelemiş (Hıristiyanlık ve Yahudilik üzerine yazdıklarında bunu fark edebiliyorsunuz), Kur'an'ı ve olayların iç yüzünü iyi okuyan bir Müslüman aydın modeli ortaya koyuyor. Onun entelektüel çizgisini nitelemek için modern sosyal bilimlerin terimlerini değil de yalnızca "Nebevî" sıfatını tercih ederdim. Kitapta, daha önce Yeni Ümit dergisinde yayımladığı Tarihselcilik ve Hermenötik başlıklı, konuyla ilgili okuduğum en yetkin yazılardan birine de yer vermiş Ünal. Bundan başka, Kur'an ve Sünnet üzerine iki bölüm kitabın en oylumlu kısmını oluşturuyor. İslam, Terör ve Diyalog başlığını taşıyan bölümü okuyunca, bu metin keşke başka dillere çevrilse ve dolaşıma girse diye düşündüm. Ünal, burada hem muhafazakâr kesim hem de 'nifak ehli' üzerinden bir zihniyet okuması yapıyor. Bu bölümdeki özellikle Gerçekler ve İtirazlar Arasında Hoşgörü ve Diyalog başlıklı, yaklaşık on sayfalık yazının bu konu hakkındaki tartışmaları bitirecek nitelikte, meseleye az çok kafa yormuş herkes tarafından okunmasının şart olduğunu söylersem, sanırım abartmış olmam. Yazarın mistik kültleri sarstığı son bölüm de, modern mistik akımlar hakkında Türkçede nadir rastlanan nitelikli, kılavuz metinlerden biri olarak kayda geçmeli.

Ali Ünal, kendi düşünsel ve manevî serüveninde ancak ilmin itibarını gözeten seçkin aydınların cesaret edeceği kopuşlar yaşamıştı. Entelektüel açlığının sonucu ve manevî yolculuğuna bir lütuf olarak bugün doğru kılavuzların arkasında, müstesna bir yerde durduğunu düşünüyorum. Modern çağda dinin ihyası için bayrağı taşıyan hareket, elbette kendi entelektüel modelini de üretecektir. Ali Ünal, bunun iyi bir örneği olarak önümüzde duruyor. Batı, şimdilerde sol-liberal entelektüellerin niçin gittikçe azaldığını tartışıyor. Önde gelen Batılı aydınlar, yazarlar arasında Pentagon'un politikalarına hayranlık duyan birçok isim saymak mümkün. Yoksa Batıda kapitalizmin alternatifinin açıkça çöküşü karşısında, modern çağda kuşatıcı aydın prototipi İslam dünyasından mı çıkacak? Bilmiyorum.

Bildiğim yalnız şu: Bir düzine Ali Ünal olsa, dünyada çok şey değişirdi.