Kurban kesmenin hikmetleri
Soru: Kurban kesmenin hikmeti nedir?
Hikmetler, dinin esası, temeli ve şer’î kanunların konulmasının gerekçesi değildir. Allah (celle celâluhu), emir buyurur, biz de onu yaparız. Fakat âmir olan Allah aynı zamanda hakîmdir. Emrettiği her şeyde hikmet de vardır. Biz, “Falan işin, vacibin veya farzın hikmeti şudur.” dediğimiz zaman hikmete sınır koymuş oluruz. O vecibenin belki pek çok hikmeti vardır ama bizim dar aklımızla ve küçük kıstaslarımızla kavradığımız şey sadece o hikmetlerinden bir veya birkaçından ibarettir.
Mesela, namazın pek çok hikmeti vardır. Bu hikmetlerden biri de, insanların cemaate gelip birbirini tanımasıdır. İkincisi, onun vücudun sıhhatiyle alâkalı yönüdür. Üçüncüsü, insanın yediği şeyleri hazmetmesidir. Dördüncüsü, mescide gitme zaruretinden dolayı bir kısım kimseler için yürüme ihtiyacının karşılanmasıdır… Bunları daha da çoğaltmak mümkündür. Şimdi biz on tane mesele saysak ve “Namaz, işte bu hikmetlerle çerçevelenmiştir.” desek, yine de namazın mânâsını daraltmış ve sıkıştırmış oluruz. Zira Hakîm-i Mutlak olan Hazreti Allah (celle celâluhu) belki binbir ismin cilvesi olarak o namazın içine binbir tane hikmet koymuştur. Biz ise dar aklımız ve zavallı kıstaslarımızla ancak onun dört-beş tanesini bilebiliyoruz. Aynen bunun gibi kurban ibadeti de pek çok hikmeti bulunan bir ibadettir.
Bu girizgâhtan sonra kurban kesmenin hikmetleri adına şunlar söylenebilir: Birincisi, Hazreti İbrahim bir civanmertlik, nefsi ve evladı adına yapacağı fevkalâde bir cömertliğin gereği olarak oğlunu kurban etmeye azmettiği an, bu büyük sadakat ve fedakârlığa Cenab-ı Hakk’ın bir lütfu ve ihsanı olarak bir koçun hediye edilip, İsmail Zebîhullah mezbûh olmaktan (kurban edilmekten) kurtarılmıştır.
İkincisi, kesilen kurban, kurbanı kesen üzerindeki mükellefiyeti düşürür. Ondan sonra etin dağıtılması gelir. Kurbanın üçte ikisi dağıtılır, geriye kalan üçte biri de kurban sahibinin olur. İsterse onu da dağıtabilir. Bundan da anlaşılmaktadır ki, kurban kesmek başkalarına karşı da bir hiss-i semahat (cömertlik) ifadesidir. Bu mânâda kurban, fakir-fukarayı gözetme, iyilikte ve ihsanda bulunma demektir.
Üçüncüsü, kurban kesen kimse Cenab-ı Hakk’a şöyle demiş olur: “Allahım! Sen, وَانْحَرْ (Kevser sûresi, 108/2) ferman-ı sübhâninle bize hayvanlarımızı boğazlamamızı emrettin. Eğer kendi kendimizi boğazlamayı emretseydin onu da yapacaktık. Biz, hayvanlarımızı boğazlamakla emrine inkıyadımızı izhar ediyoruz.” Kurban, bu yönüyle de bir teslimiyetin ifadesi demektir.
Bunun gibi daha pek çok hikmetler sıralanabilir. Ancak bütün bunlar, hikmet çerçevesi içinde kendisine yaklaştığımız, hakiki hikmetin bir kısım lem’alarından, parıltılarından ibarettir. Bize düşen; ubûdiyet anlayışı ve kulluk şuuru içinde, Rabbimizden gelen emirlere teslim olmak ve itaat etmektir ki, işte kurbanın hakiki hikmeti budur.
- tarihinde hazırlandı.