Firavun veya Firavunî idareler

Kur’ân-ı Kerim müsbetin kusursuz misalleri ve temsilcileri olarak peygamberleri isimleriyle zikrederken, menfînin en çukur temsilcileri ve misallerini genellikle Firavun gibi unvanlarıyla anar.

bu misaller, sadece belli tarihî şahıslara değil, o şahısların kendileriyle sembolleştiği sıfatlara ve fiillere de bakar. Bu, nitekim bir âyette de açıktır: “Onlar, Firavun’un idaresine tâbi oldular. Oysa Firavun’un idaresi âdil, doğru ve hakka dayalı değildi.” (11:97) Âyetin başında Firavun bir defa zikredildikten sonra, devamında “Onun idaresi” şeklinde zamir kullanmak belâğate daha uygun düşerken, Firavun’un tekrar anılarak, “Firavun’un idaresi” denmesi, merhum Elmalılı Hamdi Yazır’ın dikkat çektiği üzere, tarihte kalmış tek bir Firavun’u değil, bütün Firavunî idareleri nazara vermek içindir.

Firavunî idarenin birinci sıfatı, bir “yüce ilâh”a inanmakla beraber, pratikte kendisini en üstün otorite kabul etmesi, ülkenin mutlak sahibi ve halkın ilâhı ve rabbi olarak görmesidir. (28:38; 43:51) Bu idare, Karun‒misal bir sermaye sınıfına, Haman‒misal, her yaptığını dine ve/veya kanunlara uyduran bir vezir veya müesseseye, Firavun‒misal zalim ve zorba bir diktatöre, kısaca, Âhiret endişesi taşımayan, ululuk taslayan zalim bir triumviraya dayanır. Firavun’un, ayrıca aile veya hanedanı (Âl-i Firavun), acımasız, kışkırtıcı danışmanlar kadrosu (mele’) ve bahşişlerini, gözdeleri olmayı bekleyen büyücüleri, modern mukabiliyle aydınları, medyası vardır. (28:4, 39; 26:109, 114; 29:39; 40:24) İşte bu yapısı ve özellikleriyle Firavunî idare halkı hiçe sayar; halk da korkudan, özellikle de fâsık oldukları için ona körü körüne tâbi olur. (43:54; 10:83) Bu noktada Suat Yıldırım hocanın yorumu çok güzeldir: “Halkı hiçe sayan bir dikta yönetimi, hukuku çiğner, çevresindeki menfaatçi dalkavuklarla bir oligarşi kurar, dürüst ve erdemli insanları susturur. Halk da fâsık ise, hak, bâtıl, erdem onlar için önemsiz olduğundan sürü gibi ona uyarlar. Zulme, şahsiyetsizliğe boyun eğer ve ses çıkarmazken, hakkı tutan bir ses yükseldiğinde onun susturulmasına seyirci kalır, hattâ iştirak ederler. İşte bunlar zilleti kabul ettiklerinden, hiçe sayılmaya müstahak olmuşlardır.” Yalnız, Mısır Firavun’un, karşı tarafın tezlerini taraftarlarının bilmesinin önünü kapayan firavunlara göre insaflı bir yanı vardı ki, Hz. Musa’ya (a.s.) bütün halkın önünde davasını delilleriyle açıklamasına, büyücüleriyle halk önünde müsabaka yapmasına izin vermişti.

Firavunî idare, yaptığı her işi güzel görür ve beğenir; herkesin de öyle görmesini ister. Halkı gruplara ayırır ve özellikle içlerinde kendisiyle doku uyuşmazlığı içindeki bir grubu sürekli ezmeye çalışır (28:4). Halkın neye ve nasıl inanacağını kendisi tayin ve başka türlü davrananları her şekilde tehdit eder (20:71). “Hz. Musa ve kardeşi”ni göz boyamakla, ülkenin dinini ve düzenini değiştirmeye, ülkede bozgunculuk çıkarmaya çalışmakla suçlar. Bu konuda, mele’si de Firavun’u “Bunları kendi hallerine bırakacak mısın?” diye sürekli kışkırtır. (7:127; 20:71) Firavunî idare, diktiği yüksek kuleler, inşa ettiği piramitsel yapılarla da meşhurdur. (28:38; 89:10)

Firavun, Cenab-ı Allah’ın art arda gönderdiği ikaz mahiyetindeki musibetlerden ders almaz; hattâ bunları Hz. Musa ve mü’minlerden, ülkedeki bütün güzellikleri de kendisinden bilir (7:131, 133). Hz. Musa ve tâbileri için halk karşısında “Bunlar küçük ve bozguncu sefil bir grup; biz ise onları ezecek güçlü ve büyük bir topluluğuz” dese de, içten içte onlardan korkar (26:54‒56). Firavun’u gücünün zirvesinde iken, Hz. Musa ve tâbilerini tam yakaladık dedikleri anda helâk eden Allah, Firavun ve ekibini Ateş’e çağıran önderler yapmış ve Kıyamet’e kadar peşlerine lânet takmıştır (28:41‒42). Herkesin dünyadaki imamları, önderleriyle çağrılacağı Kıyamet Günü’nde (17:71) Firavun, kavminin önüne düşer ve onları hayvanların suya götürüldüğü gibi Ateş’e götürür. Yani, Firavun, yol bilmez kör bir çoban, ona tâbi olanlar da onun kör sürüsüdür. (11:98)

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/ali-unal/firavun-veya-firavuni-idareler_2242581.html

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2024 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.