Türk Okulları ve Fethullah Gülen
Tarihçi İlber Ortaylı birkaç hafta önce Fatih Üniversitesi'ndeki I. Uluslararası Üniversite Eğitimi Kongresi'nde yurtdışındaki Türk okulları ile ilgili çok çarpıcı bir değerlendirme yapmıştı.
Sayın Ortaylı'ya göre yüz yıl önce yabancı okulların akınına uğrayan Türkiye, şimdi çarkı tersine çevirmişti. Bu, Türk milletinin büyüklüğünü, yeniden büyük devlet olma azmimizi anlatan tarihî bir ayağa kalkıştı.
Hafta içerisinde Türk okullarının mezuniyet törenlerine katılan köşe yazarımızın tespitlerini aktarmak istiyorum:
"Şu anda Türk okullarına talep o kadar yoğun ki, müracaat eden 10 öğrenciden ancak 1'i kabul edilebiliyor. Türk okulları mezunları üniversiteyi bitirdikten sonra kendi ülkelerinde en prestijli işlerde çalışıyor ve bulundukları her mevkide KENDİ HALKLARI İLE TÜRKLER ARASINDA DOSTLUK VE ANLAYIŞ KÖPRÜLERİ kuruyorlar. Daha şimdiden Tataristan'da Cumhurbaşkanlığı makamında, İçişleri, Dışişleri ve Eğitim bakanlıklarında bu okullardan mezun olmuş ve TÜRKÇE bilen elemanlar çalışıyor.
"Kazan'dan dönüş yolunda düşünüyorum... Avrasya mucizesini yaratan o isimsiz kahramanlar; ailelerini ve vatanlarını binlerce kilometre geride bırakıp bir ideal uğruna gençliklerinin en güzel yıllarını Kırgızistan'ın, Yakutistan'ın, Özbekistan'ın ıssız bozkırlarında geçirmeyi göze alan o genç öğretmenler, bizden de 'kahramanlık' payesi değil belki ama, hiç değilse gönülden bir teşekkürü hak etmiyorlar mı?" (Gülay Göktürk, Kazan'da Bir Diploma Töreni, Dünden Bugüne Tercüman, 22 Haziran 2004)
"Çar I. Petro'nun kurduğu şehirde bir Türk okulu... Türkiye'de Çağ Eğitim Vakfı ile Rus Milli Eğitim Bakanlığı ve Petersburg bölge belediyesi bir anlaşma yapmış, okul 9 yıl önce öyle kurulmuş.
"Bu okul burada Türk dilinin, kültürünün, Türk-Rus dostluğunun ve çağdaş eğitimin bir burcu olmuş. Fethullah Gülen'in teşvikiyle kurulan okullardan biri bu... Bu okullar Türk kültürünün meşaleleridir. (Taha Akyol, Rusya'da Bir Türk Okulu, Milliyet, 23 Haziran 2004)
Türk okullarının 15 yıla yaklaşan bir mazisi var. Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte öncelikle Avrasya coğrafyasında, daha sonra Afrika, Uzakdoğu ve Amerika kıtasında açıldılar.
Evet bu okulları ülkemizin en itibarlı, en saygın kanaat önderlerinden, bir gönül adamı, gönüllüler için ömür tüketen bir fikir ve aksiyon insanı Sayın Fethullah Gülen teşvik ediyor.
Herkes teşvikçi olur. Her sahada teşvikçiler çıkar. Önemli olan, insafla bakılması gereken nokta, Sayın Gülen'in teşvik ve tavsiyelerinin neden makes bulduğu, neden can-ı gönülden yerine getirildiğidir. Bu okulları açan Türk müteşebbisleri, öğretmenleri, idarecileri neden bir dava heyecanıyla, fedakarlıkların en büyüğünü sergiliyorlar? Bu ülke ekonomik krizler içerisinde inlerken, bu insanlar neden birer destan kahramanı oluyorlar?
Sayın İlber Ortaylı'nın tam da tespit ettiği gibi bu bizim milletimizin büyüklüğüdür. Onun için bu okullar Fethullah Gülen okulları değil, Türk milletinin okullarıdır. Ama şunu söyleyebilirsiniz, bir kaderdenk noktasında, yeniden dünya çapında bir medeniyet ve insanlık projesine imza atmaya hazırlanan büyük milletimiz, bağrından Fethullah Gülen gibi çağı okuyan bir sivil toplum kahramanı çıkarmıştır. Dualarla yoğrulmuş bu topraklarda, bu olsa olsa bir lütf-i İlahî'dir. Zaten böyle düşündükleri için Anadolu'nun her köşesinden on binlerce gönüllü Türk okullarına destek vermektedir.
Bu okulları terörle irtibatlandırmaya kalkan millet düşmanlarının çabaları beyhude olduğu gibi, gönüllerde taht kuran Sayın Gülen'i, "irtica" ve "devlet kurumlarını ele geçirmek için örgüt kurma" ile suçlayanlar da yandaşları hariç, milletimizden nokta kadar destek bulamayacaklardır. Destek bulamadıkları için onca karalamaya, suçlamaya rağmen bu büyük millet Türk okullarına ve Sayın Gülen'e değer vermeye ve sahip çıkmaya devam ediyor...
- tarihinde hazırlandı.