Savaşan Amerikalı'da Bu Anlayış Var mı?

İnsanlar balıklar gibi denizlerde yüzmekte, kuşlar gibi havada uçmakta, rüzgarlar gibi de karada seyretmektedir.

Teknik böylesine baş döndürücü bir hızla ilerlerken insanlık, ahlak ve hemcinslerinin haklarına riayet nerede, ne durumda acaba?

Böylesine bir hızla ilerleyen asrımızın aydını, insan hakları konusunda İslam'ın vazettiği altıncı asır medeniyetine erişmiş, Müslümanların savaştaki hukuk anlayışına ulaşmışlar mı?

İsterseniz sizlere Hazreti Resulullah'ın halifesi Hazreti Ebubekir (ra)'ın, savaşa gitmek üzere Medine kenarına çıkmış olan orduya verdiği telkin ve talimleri arz edeyim. Bakalım İslam daha o günlerde ne türlü bir savaş anlayışı vazetmiş, düşman da olsa ne türlü bir savaş hukuku ile korumaya alınmıştır. Konuyu (Hayatın Gayesi) kitabından nakledeceğim.

(İslam'ın Medeni Anlayışından Bir Örnek) başlığı altındaki yazıda deniyor ki:

İslam ordusu Medine kenarına çıkmış, cihada gitmekte, düşman topraklarının geniş bir kısmını (büyük ihtimalle) işgal edeceğe benzemektedir.

Günün halifesi, yani devlet reisi Hazreti Ebu Bekir, işte bu cihat ordusuna şu tarihi hitabeyi yapıp, değerli emri vermektedir. Müslümanların devlet başkanı diyor ki:

- Arkadaşlar! Gireceğiniz düşman topraklarında her türlü hareketi mübah saymayınız. Sayacağım şu hususlara çok dikkat ediniz.

Biliniz ki, Allah ve Resulü sayacağım şu on maddeyi düşman topraklarında askere yasaklamış, haram kılmıştır.

1- Kiliselerde bekleyen din adamlarına dokunmayın, huzurlarını bozmayın.

2- Çocuklara, henüz savaşa katılmayan küçüklere bir şey yapmayın, asla öldürmeyin.

3- Kadınları katletmeyin, namus ve iffetlerine asla dokunmayın.

4- Pir-i fani olan ihtiyarlara, gözleri görmeyen körlere, vücudunda hastalık olan zayıflara, nüzul isabet etmiş alillere dokunmayın.

5- Meyve veren ağaçlara, buğday veren ekinlere, gölgesinden de olsa istifade edilen yeşilliğe dokunmayın, yakıp kesmeyin.

6- Yemek için muhtaç olduğunuz düşman koyun ve keçisinden fazlasını kesmeyin, zarar vermiş olmak için israfa girişmeyin.

7- Ganimet malından gizlice almayın.

8- Zina fiilini asla irtikap etmeyin.

9- Yaralı düşmanı kovalamayın, kaçanı öldürmeyin!

10- Esirleri asla katletmeyin!

Evet, işte yirminci asrın henüz varmak isteyip de bir türlü erişemediği gerçek harp hukuku ve işte Müslümanların ta altıncı asırda vazettikleri insanlık anlayışı ve harp hukukunun medeni hükümleri.

Yirminci asrın insanı geçebilmiş mi bu hükümleri?

Geçebilmek şöyle dursun, bu anlayışa erişebilmek için çırpınmaktadır. Varabilirse nihayet İslam'a varacak, hedefinde onun insani ölçülerini bulacaktır.