Kimler Bağnaz ve Tutucu?

Şu ithamlara dikkat edin lütfen. Sonra konuşacağız üzerinde. Batı düşmanlığı. Bağnazlık ve tutuculuk. Kendi düşüncesinden başka düşünceye hayat hakkı tanımamazlık.

Savaşçı ve çatışmacı tutum. İnsanlığın geldiği noktayı bilmemek, barışı değil, savaşı savunmak... Bunlar kimlere ait vasıflardı pek yakın tarihe kadar hatırlıyor musunuz?

Bunlar dindarların vasıflarıydı, unutmayın. Eline kalemi alan, diline kontrolsüz sözleri dolayan veryansın ediyordu dindara, Müslüman'a karşı.

Batı düşmanları, barış ve anlaşma hasımları. Bağnaz ve tutucu insanlar. Demokrasi karşıtları...

Şu Allah'ın işine bakın ki, şimdi kimler böyledirler, kimler bunun tam aksini savunmaktalar... Bir hadis hatırlıyorum bilhassa bugünlerde. Şöyle ikaz ediyor hadis:

"Kim birini bir şeyle ayıplarsa kendisi de aynı şeyle ayıplanır."

Vaktiyle dindar kesimi Batı düşmanlığı, savaş savunuculuğuyla suçlayanlar, şimdilerde onların Batı'yla irtibat kurmasına, savaşa değil barışa evet deyişlerine, bunun için de Hıristiyanların ruhanileriyle görüşüp iddialarını ispat yolunda ciddi adımlar atmalarını hazmedemiyorlar, aleyhinde yazıp çiziyor, arkasında bir şeyler aramaya yöneliyorlar...

İşte bu ibretli tecelliyi görünce istemeden söylenip duruyorum: Hey Allah'ım sen nelere kadirsin.. Kimler, dindar kimseleri Hıristiyanların ruhanileriyle anlaşmakla itham edip suçlamaya yöneliyor, insanlığı barışından anlaşmasından alıkoymaya çalışıyorlar...

Kendi düşüncesinden başka düşünceye hayat hakkı tanımamak!.. Bakıyor musunuz bu itham şimdilerde kimlere yöneltilebilir?

İnançlarıyla yaşamak isteyenler başlarını örtüyor; ama başkalarının da kanaatlerine karışmıyor, istedikleri gibi giyinebilirler, diyorlar.

Bağnaza, tutucuya bakın ki, hayır diyor, siz böyle düşünseniz de biz böyle düşünemeyiz. Bizim dediğimiz gibi yaşayacak, başınızı açacaksınız. Açmazsanız çağ dışısınız, çağın gereklerini bilmiyor, bizim dediklerimizi uygulamıyorsunuz.

Demek ki çağın gerekleri de onların dayatmalarından ibaret... Şu anlayış ve idrak sefaletine bakin. Nereden çıktı bu başörtülü kızlar? Bunlar önceden yoktu. Demek ki bir parti kurulunca meydana çıktı. Yani partinin işareti olarak takıyorlar başlarına bu örtüyü?

Bunu söyleyenlerin kimileri politikacı, kimileri sözüm ona aydın, kimileri de demokrasi devrimcisi. Koskoca halk da bu değerlendirmeye hayretle seyirci.

Adamın namazda gözü olmayınca ezanda niçin kulağı olsun? Başörtüsünün nereden geldiğini bilmiyor, İslam'ın bir emri gereği olduğunu da incelemeye ihtiyaç duymuyor. Koskoca milletin gözünün içine baka baka patlatıyor demecini: "Eskiden yoktu böyle başı örtülü gençler, yeni çıktı bunlar..." Belki bir ölçüde haklıdırlar.

Çünkü eski deyince Kur'an okuyanları zindana attırdıkları günleri düşünüyor, hanımların tesettür kıyafetlerini yırttıkları devreyi hatırlıyor, inancı yok ettiklerini sanıyorlar. Bu yüzden nereden çıktı bunlar, diyebiliyorlar. Suları hala tersine akıtma niyetini taşıyorlar. Güçleri yeterse tabii.