‘Başkaları senin yatak odana nasıl para koyabilir arkadaş?’

Başbakan Tayyip Erdoğan, dün Niğde’nin ardından Osmaniye’de miting yaptı. Ancak şehrin havası pek de kendisini memnun edecek gibi değildi. AK Parti’nin bir seçim aracına cadde üzerinden, “Hırsız var!” diye bağıranlara şahit oldum. Şu ana kadar dolaştığım iller içerisinde AK Parti’ye en fazla tepki, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’deydi. Halil İbrahim Karaoğlanoğlu Caddesi üzerinde bir adam bana bakarak, “Hakkâri emniyet müdürü gibi adam lazım, Hakkâri emniyet müdürü gibi. Yazacak delikanlı muhabir arıyorum.” diye bağırdı. Selam verdim. İsmi Cengiz Topçu’ymuş (53). İşçi emeklisi. Niye öyle söylediğini sordum. Tepkisi Başbakan Erdoğan’aydı. “Bir iddia var, çık ortaya, suçsuzluğunu ispatla gardaşım ya.” diye devam etti. Erdoğan’ın ‘paralel devlet’ söylemine de itirazları vardı. “Paralel devlet, paralel devlet… Başkaları senin yatak odana nasıl para koyabilir arkadaş? Şimdiye kadar Hoca’ynan el eleydi, n’oldu şimdi? Çünkü menfaati zarar gördü. Hoca, bu ülkeye ne zarar vermiş, soruyorum.” ifadelerini kullandı.

Osmaniye’de MHP ile AK Parti yarışıyor. Ancak şehir, söz birliği etmişçesine, “Burada MHP’den başkası çıkamaz.” diyor. 2009 yerel seçimlerinde MHP yüzde 48,8, AK Parti yüzde 38,8 oy almıştı. MHP’li belediye başkanı Kadir Kara yeniden aday. Sokaktaki vatandaş, bu kez farkın daha da açılacağı düşüncesinde. Ercan Alpay isimli bir seyyar satıcı, “Ben daha MHP’nin bu kadar rahat bir seçime girdiğini görmemiştim.” sözleriyle bu havayı özetliyor.

Şehirde herkes yolsuzlukları ve Erdoğan’la oğlunun ses kaydını konuşuyor desek abartılı olmaz. Mitingin havasını vermesi açısından da bir örnek vermek istiyorum. Kırıklı köyünden minibüsçü Mehmet Yılmaz, “Bizim köyde AK Parti birinci çıkmıştı. Şimdi sıfır çekecek. Bugün hem Kırıklı hem de komşu köy Serinova’dan mitinge adam taşıyacaktım ama iki köyden bir minibüs adamı zor topladım.” dedi. Bunun sebebini sorduğumdaysa, “Yolsuzluklara tepki var ama ondan çok Fethullah Hoca’ya söylediği sözler. Bizim köyde Hoca’yı severler. Bu seçim sonuçlarını çok etkileyecek.” cevabını verdi. Yılmaz, öyle diyor ama bu açık, çevre il ve ilçelerden taşınan partililerle kapatıldı. Ayrıca AK Partili bir işadamının, fabrikasını kapatıp 5 bin işçiyi miting alanına gönderdiği konuşuluyordu. Alanda, çok sayıda Suriyeli göçmeni görmek de dikkat çekiciydi.

Züccaciye dükkânı işleten Mehmet isimli bir esnaf (iş bekleyen kızı olduğu için soyadını vermek istemedi), “Yolsuzluklar ayyuka çıktı abi, yalanlayamıyor. Seçim sonucunu etkiler tabii, bu millet enayi mi? İmanı, inancı olan adam yolsuzluk yapabilir mi?” diye soruyor. Emekli öğretmen Arif Aydoğan da öfkeli: “Ben sizi soyuyorum, soyacağım diyor. Bir işadamı ‘sizi belleyecem’ diyor, insanlar hâlâ oy mu verecek? Vereceğim diyenler de kutuplaşma nedeniyle sahip çıkıyor. Bazı insanları öyle inandırmış ki, Başbakan aleyhine konuşsanız, ‘Başına bela gelir, ağzın eğrilir.’ diyen çıkıyor. Kutsallaştırıyorlar. Kur’an ‘Dini kullanmayın’ diyor ama adam dini kullanarak kandırmaya çalışıyor. Fethullah Hoca’ya şimdiye kadar övgüler diziyordu. ‘Paralel yapı’ söylemini de Apo’dan kaptı. Eğer samimiysen, dürüstsen nöbetçi hakimi ayarlayıp Reza Zarrab’ı niye çıkarıyorsun? Hani meşhur bir mesel vardır; adamın biri ötekine, ‘Benim kızım da kötü yola düştü ama ben senin gibi ballandıra ballandıra anlatamıyorum.’ diyor ya. Bu da o hesap.”

Başbakan’ın Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye yönelik ağır hakaretlerine gönül koyanlar da çok. Tuhafiyeci Ahmet Tarık Ocak’ın sözleri içli: “Geçen gün Başbakan’ı izlerken ağladım. Düşünebiliyor musunuz? Çok ağırımıza gidiyor artık. Yıllardır onu destekledik, oy verdik ama şimdi vatan hainliğiyle suçlanıyoruz. Söylenen sözler bizi rencide ediyor. Her gün, ‘Acaba bugün ne hakaret edecek?’ diye bekliyoruz. Psikolojimiz, dengemiz bozuldu. Keşke imkânım olsa da karşısına çıkıp, ‘Sayın Başbakan’ım artık yeter, yapma bunu. Bu kadar hakaret etme, bu kadar gönlümüzü incitme’ diyebilsem.”